sanat hayatı :P

yarın sabaha karşı yolcudur abbas bağlasan durmaz.. kuşadasına gidiyoruz… inşallah hava ve deniz güzel olur.. 1 hafta ilaç gibi gelir inşallah 3ümüzede.. neşeli ve bomba gibi koşuşturmacalı hayatımıza döneriz..

Tamam mıyız?

Dün akşam yatmayı düşünürken Foxtv de baktım Deniz Celiloğlu denen oyuncu. bir film başlamış…Nerden mi biliyorum bu adamı… Daha önce izlediğim ve yazdığım bu filmden…. https://loveandsmile.wordpress.com/2014/02/25/turk-gerilim-filmi-ev/ neyse bir bakayım derken….. filmi bitirdim. Aslında hiç sevmediğim biri oynuyordu filmde.. yani oyunculuğunu, elektriğini, mimiklerini sevmediğim bir oyuncu.. Aras Bulut İynemli.

Filmden çok etkilendim. Ya ağlamaya çok hazırdım bilemiyorum ama gözyaşlarım sel oldu izlerken.. belki bir yerlere dokundu bilemiyorum.. hüzünlü bri film ama bir yandan da “kalk ayağa” diyen bir film.. ” kendine gel ” diyen… “şükret” diyen.. ama ajitasyonu olmayan bir filmdi.. Oysa malzeme çoktu bunun için..

Şimdi filmi sorguladım Google amcada…meğer film Çağan Irmak’ ın filmiymiş. Bu arada Temmuz ismi pek hoşuma gitti.. Ama çok mu dalga geçilecek bir isim bir çocuk için bilemem.. Temmuz ve beden engelli İhsan’ ın hikayesi…Filmde çok sevdiğim Sumru Yavrucuk da var.

Bu arada film hakkında ekşide birşeyler okuyunca şaşırdım. Eşcinsellikten bahsedilmiş. Ben filmi izlerken gram böyle bir şey düşünmemiştim Yani Temmuz’ un eşcinsel olduğunu hiç düşünmedim hissetmedim. Yada bilmiyorum filmde kesinti vardı belki böyle bir şey hissetmemi engelleyen.. çok da umrumda değildi karakterin cinsel tercihi zaten o da ayrı…Milletin aklı fikri önünde sanırım. ekşi de amma çok takınılmış buna.. Neyse fikrim olsun merak ettim diyen izlesin … ben çok beğendim.

 

Çocuk için yemeği süslemek..

Oldum olası yemek / sofra süslemeyi severim. Çok maharetli değilim ama hem eğleniyorum/eğleniyoruz hem de çoğunlukla süsleme yapınca yemeklerini yiyor. 1 taşla 2 kuş 🙂 bu arada parmaklara ketçapla da oje yaptık ama fotoğraflamaya vakit kalmadan hüpledi …

Büyüklere Mektuplar..

Bu kitabı sevgili 2balık1kedi den duymuştum sağolsun.. ( http://2balik1kedi.blogspot.com.tr/search/label/b%C3%BCy%C3%BCklere%20mektuplar )Büyüklere Mektuplar ‘ ı bitireli birkaç gün oldu. ” Melek Özlem Sezer ” yazmış. ” Ferit Avcı ” resimlemiş. Kapağını ve içindeki resimleri çok beğendim. Adından da anlaşılacağı üzere içerik olarak çocukların ağzından büyüklere yazılan mektuplar var içinde. Bazı zamanlar fazla düzgün fazla büyükçe yazılmış geldiler bana..yani çocuksu dil olması daha hoşuma gidiyor böyle kitaplarda… ama genel olarak iyiydi kitap. Özellikle çocuklara saygısız, düşüncesiz davranan büyüklerin özeleştri yapabilmesini sağlardı tabi ki okusalardı 🙂

öğle öğle…

Öğle molasında gezindik, farkı çikolata denemelerini seven bendeniz arkadaşım Hatice’ ye Luppo aldım. Denedik. E dedim fotoğraflayalım 🙂 gırgır yaptık öyle ..  pek bayılmadık çikolataya..içi kekli… bence çok tatlı.. yeşil çayla iyi gider…..sanırım bitter sevdalısı olduğumdan dilim bitter tadı arıyor çoğu çikolatada.. amaaa çikolata olsun da razıyım durumum var o ayrı…

Öğle molasından döndüm bu güzellik hediye edildi. Nurseeelll tekrar teşekkürler… ince, düşünceli kadın… ne kadar güzel bir gül… miss gibi de kokuyor.. bayılırım çiçeklere….

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ve son olarak bu köpek balığı şeklindeki arabayı aldım Kubilaya 🙂 nasıl ama… bayılıcak akşama bu hediyeme…

Şekilli yemek taktiği..

Dergide gördük.. yapmak istedi.. yaptı ve ne zamandır yemediği bulgur pilavını yedi 🙂

Dikiş Nakış…

Persepolis yaratıcısından başka bir eser….Marjane Satrapi’nin  bu kitabında kadınsal sohbetler var. Oldukça açık, keskin ve rahat bir dille yazılmış..çizgi roman olduğu için okuması çok keyifli ve rahattı. Kubilay dizlerimde yatmış çizgifilm izlerken ben de bir çırpıda okuyuverdim.

İnternette kitapla ilgili birkaç tanıtımdan notlar ;

“Satrapi, Persepolis tekinden farklı, daha öznel bir bakış açısıyla, başka bir İran anlatıyor.Böylesi sıkı bir rejim altında yaşayan kadınların, semaver başı “çok özel” hatta “kırmızı noktalı” sohbetlerini ve deneyimlerini paylaşmak için bir bardak sıcak çay eşliğinde okunması şiddetle tavsiye edilir. ”

” Satrapi “Doğu ya da Batı; Amerikalı ya da İranlı; kadın ya da erkekler değil insanlar vardır” diyor. Ona göre yaşam uçlardan ibaret değil. Belki tam da bu yüzden yazarın sergilemiş olduğu bu tavır İranlı kadınları savruluşları, hüzünleri, hatta gözyaşlarıyla içerden görmemize yardımcı oluyor; dahası toplumsal kimliklerin sabitlenemeyeceğini anlatıyor bize yazar.
Elbette bunu parodi aracılığıyla yapıyor; serinkanlılığını, patriarkal bir toplum ve dünya eleştirisindeki çocuksu haşarılığı ve vuruculuğunu esas kılan da bu. Bunu çizgi roman geleneği ile yapması ise işe ayrı bir keyif katıyor. “

iyi şeyler kötü şeyler..

Ordan, burdan, şurdan ..

Babama 2 stent takıldı Cuma günü.. yorgunluk, stres…vs vs vs… Pek bir halsiz, bitkin ve gerginim. Durumu iyi.

Güzel şeylere odaklanalım ..

Dün Kubilay’ ın okulunda yıl sonu sergisi vardı. Babamın taburculuğuna yetişeceğiz diye çok uzun duramadık. Hemen çok sevdiği Dilek öğretmeniyle fotoğraf çektirdik. Haziranda öğretmenler değişebilirmiş. Zaten yönetimde değişmiş. İnşallah hayırlısı olur. Oğlumun mutluluğu benim mutluluğum..

 

Kubilay’ a Meraklı Minik dergisi aldım. Bu zarları yaptık beraber. Üçümüz oturuyoruz atıyoruz her birimiz. en üste gelen şeylerden hikaye uydurmaca oynuyoruz. Kubilay bizim hikayelerimizi değiştirerek anlatıyor 🙂 Hayal gücü ve oyalamak için çok zevkli ve basit bir oyun.

Kubilay bazen sorduğu sorularla beni zorlayabiliyor. Elimin altında sürekli Google olmadığından ve kitapları sevmesini çok istediğimden Türkçe Sözlük almayı tercih ettim. Kitapyurdundan aldım bunu..

Gangnam tutkusu…

 

Kubilaydan inciler ;

Bu sabah yeni aldığım üzerinde Gangnam ‘ ı söyleyen adamın karikatürü olan şortuyla uyandı

• Okula gitmek istemiyorum
• ( hiç demez böyle şeyler hayırdır yarepbim 🙂  ) neden oğlum?
• Şortuma yemek dökülecek (gangnam’ lı şortu üzerinde)
• dökülürse yıkarız oğlum merak etme. Dikkat de edersin tamam mı.
• Tamam

Mayıs 2015

• Oğlum Örümcek Adamın ingilizcesi “ spiderman”
• Süpermidem
• Spiderman
• Süüperrrmiiidemmm !

Mayıs 2015

Okulda canlı cansız kavramını konuşmuşlar. Akşam sohbet ediyoruz. Masa cansız baba canlı vs vs .. 

– Tavuk?

– Canlı oğlum

– Tavuğu yiyince üzülür mü anne?

– şey kem küm..yok üzülmez….aaa koş lego yapalım ( daralınca şaşırtmaya çalışan zavallı anne 🙂 )

10/05/2015

Misafir – Bana açık çay.

Kubilay – Bana da kapalı.

26/4/2015

– Anne ben büyüyünce civciv olucam

– Tamam oğlum  ( sık sık bişiler oluyor… uzay roketi, timsah, dinazor, itfaiyeci, uzay mekiği, prenses  … )

Çocuk..Colos Gutman..

Birkaç blogda övgüsüne rastladığım ” Çocuk ” adlı kitabı Kubilay’ ın kütüphanesine ekledim.

Bir çırpıda okudum bu şirin kitabı.. Çocuk kitaplarının duru, basit diline ve resimli olmasına hayranım.

Kitabın Kitapyurdundaki tanıtımında şunlar yazıyor ;

“Affedersin, ama sen nesin?”
“Ben ne miyim?” dedim.
“Evet, sen hangi hayvansın?”
“Ohooo, şu annemin hep sözünü ettiği doğanın
derinliklerinde olmalıyım; zavallı koyun,
hayatında hiç çocuk görmemiş!” diye düşündüm.
“Ben hayvan değilim,” dedim. “Ben Leonard’ım.”
“Leopar mısın?” diye sordu koyun.
“Hayır, Leonard benim adım. Senin adın ne mesela?”
“Koyun.”
“Peki.”
Koyun beni koklamaya başladı ve çok tuhaf bir soru sordu:
“Sen ne işe yararsın?”
Colas Gutman’dan, çocuk olmak üzerine eğlenceli bir hikâye. 

Parmak izleri…

Kubilay cuma günü okuldan elinde Anneler Günü hediyesiyle geldi. Elizi.. O kadar mutlu oldum ve beğendim ki.. Hep aklımdaydı el izini saklamak ama hep erteliyordum. Okulu, öğretmeni iyi ki böyle bir güzellik düşünmüşler. Ömrümce saklayacağım.

Ve pazar günü eşimle bana papatya almışlar. Çok severim papatyayı..

En güzel hediye ise… pazar günü oğlumun birden ” Anne sen çok güzelsin ” demesiydi. Çok şaşırdım mutlu oldum. Sarıldım öptüm çok mutlu olduğumu söyledim iltifatına. Üstüne dedi ki ” Anne dimi bazıları sana bunu diyor bazıları demiyor ” 🙂 çok komikti….

Hayatımız oyun…

Oyun oynamayı, taklit yapmayı, saçmalamayı hep sevmişimdir. Bu yüzden gerek oğlumla gerek eşimle çok eğleniyorum. Çünkü gülmek ilaç … Gülmeye bahane bulmak, yaratmak lazım hele de böyle şiddetin, saygısızlıkların, acıların çok olduğu bu dünyada…

Geçen gece Kubilay uyuma evresinde..yanındayım tabi ki herzamanki gibi… sohbet ederek uyuyoruz genelde yada masal anlatıyorum.. bu sefer sohbetteyiz .. okuldan konu açıldı.

– Okulda en çok kimi seviyorsun oğlum?

– Dilek öğretmenimi ( öğretmenini çok seviyor,, bazen evde bana sen dilek öğretmen ol şimdi diye komutlar veriyor falan sarılıyor öpüyor beni dilek öğretmenim diye 🙂 )

– Başka

– Dİlek öğretmenimi

– 🙂 anladım oğlum ondan başka, yani ondan sonra kimi kimleri seviyorsun ?

– Dilek öğretmenimi …. ( beyefendi kikir kikir gülüyor ) anne şaka yapıyorum sana komik dimi

Bana sıkça kendince espriler şakalar yapıyor çok gülüyorum… en sık söylediği şu.. “işte” lafına karşı sorular sorduğumda ” enişte ” deyip gülme krizine giriyor 🙂  bizimle dalga geçiyor. Dalga geçtikten sonra da mutlaka onay soruyor komik dimi diye 🙂  Esprili, şakacı, pozitif olmasına ömrü boyunca devam etmesini diliyorum.

 

 

Mutlu oldum..

Bugün…Sabah sabah işyerinde… çalışma arkadaşlarımdan biri yıllar önce bastırdığım kitabımı almış getirdi koydu masama imzalar mısın diye 🙂 nasıl şaşırdım ve sevindim.. Laf arasında bahsi geçmişti o kadar.. Merak etmiş, düşünmüş, ilgilenmiş, internetten almış, okumaya da başlamış… Gençliğimde yazdığım şiirler ve üzerine birkaç yazı şiir daha… heveslenip bir kitap haline getirmem.. yoksa ahım şahım bir eser değil benimki..tamamen hayal , hedef, ego, anı…

Aa ne kitabıymış bu derseniz…buyrun bakın 2010 da bastırdığımdaki yazıma..

https://loveandsmile.wordpress.com/2010/11/13/kitabim-hayalim/

Masuk hayallerimizin gerçekleşmesi dileğiyle….mutlu haftalar olsun …