
Kuzeni maske almış kendine..Vendetta …bizimki de durur mu hemen taktı. Çok korkunç bir maske bence.. Tabi bu maskenin artık anlamı farklı. Sadece Türkiye de değil tüm dünyada özel bir maske.. Özellikle gençler bu maskeyi devrimin sembolü olarak benimsediler.
Evde tablet görmeyen bıdığım kuzeni oyun oynarken gördü. Heyecanlandı. Dokunmak için kendini paraladı. Dokunduğunda birşeyler olunca ekranda bir hoşuna gitti ki…. Şirin surat..

Dün akşam bana ilk defa ” Anne napıyosun ” dedi. Çok komiğime gitti. Mutfakta sürahiye su dolduruyordum. Su dolduruyorum dedim. Büyük su şişesini gösterdi. ” Bu ne “dedi. ” Su şişesi ” dedim. tekrarladı ” su şişesi “… Bugünlerde o kadar güzel cümleler kuruyor, konuşuyor ki.. 3-4 kelimeli cümleler kullanıyor. O konuştukça ben eriyorum sanki neşeden, keyifden.. ” Benim annem güzel annem” diye şarkı söylüyor. Gerisini anlaşılır söylemese de başını tam tamına tatlı tatlı söylemesi eritiyor beni. Sık sık şu şarkı talebi benden bu aralar… ” Pepee Pepee çok üzülüyor, düşünce ayağı çok acıdı, düşünce kolu çok acıdı keşke düşmeden yavaşlasaydı ” meğer baktımki gerçeği peppee yaralandı imiş… fazla izlemediğimiz için kafamda öyle kalmış..öyle söyleyip durdum ben de..Bir ara Ali Baba ya takmıştı.. Süreklli onu söylüyorduk. Bir de bebekliğinde ona nerden geldiyse aklıma bir sürü şarkı söylerken ( ben karnımdan beri çok konuşur çok şarkı söylerdim Kubiye ) şu şarkıyı söyledim. Ve o çok tepki gösterdi bu şarkıya ve hep benden istedi.. Hala da sever bazen söyletir.
Hatırla sevgilim o mesut geceyi
Çamların altında verdiğin bûseyi
Beni mecnûn ettin sen de olasın ( Burasında çok tepki gösteriyor, kahkaha atıyor, neşeleniyor 🙂 ilginç )
Aşkımı inkâr edersen Allâh’tan bulasın
Bana sen öğrettin aşkı sevdayı
Ne çabuk unuttun beni sen hercâî
Beni mecnûn ettin, sen de olasın
Aşkımı inkâr edersen Allâh’tan bulasın
Acaba makam mı etkiliyor diye düşündüm… Baktım makamı Nihavendmiş. Makamların psikolojiye etkisiyle ilgili birkaç yazı okumuştum daha önceden. Hemen bakındım netten şunu buldum ;
Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz diyor ki:
“Türk bilgini Farabi’nin sınıflandırmasına göre Rast makamı insana neşe ve huzur veriyor ve sabahları dinlenmesi gerekiyor. Saba makamı cesaret ve azim kaynağı oluyor. Sabahtan öğleye kadar dinlenmesi gerekiyor. Hicaz tevazu sağlıyor, Uşak makamı da mutluluk ve keyif veriyor. Nihavend makamı ise sakinlik veriyor. Ruh hastalıklarının tedavisinde bu makam ayrı bir önem kazanıyor. Türk müziği makamları ile gelişen pasif receptiv müzik terapi geleneği, hastaların duygu durumlarını değiştirerek onları rahatlatmak ve kendilerine güvenlerini kazanmalarını sağlıyor. Günümüzden yüzyıllar öncesine dayanan bu tekniklere hala sadık kalınıyor. Tedavi sürecinde hastaya bir seans süresince geniş ve rahatlatıcı bir ritim ve su sesi eşliğinde, Ney, Rebab, Çeng, Ud, Dombra ve Rübab ile emprovize (ritimli taksim) uygulaması yapılıyor ve uygun makamlar üzerinde çalışılıyor. Bu çalışmalar sonucunda Otizm’den, psikolojik çocuk hastalıklarına ve geriatri’ye kadar birçok psikolojik ve organik temelli hastalıkta olumlu değişmeler ve iyileşmeler gözlemleniyor “
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...