kitaplık

Değersizlik İnancı…

bulentoran

Dr. Bülent Uran ‘ ın bu kitabı Değersizlik İnancı üzerinde duruyor. Hipnoz, Eft, Anne karnından çocukluğa değersizlik inancı…. içerik dolu yani.. Dili rahat bir kitap. Kitap içeriğinden birkaç alıntı ekledim. Büyütmek ve okumak için aşağıdaki 5 alıntı resmin üzerine tıklarsanız okunaklı oluyor.

Her birimiz değerliyiz…  Sevgiler  🙂

 

 

kitaplık

Pembe Fili Düşünme….

Zeynep Selvili Çarmıklı ‘ nın yazdığı bu kitap akıcı ve samimi bir kitap. Kendisi Uzman Psikolog. Panik atak macerasıyla beraber hayata dair değerlere dair özşefkate dair mesleğine dair anlatımlaı var kitapta.. Kitap hakkında az çok fikriniz olması için birkaç sayfa buraya bırakıyorum.. baktınız hoşunuza gitti isterseniz size pdf halini mail atarım 🙂

*Üzerine tıkladığınızda daha okunaklı oluyor..

 

kitaplık

Strese Son !

Yeni bitirdim bu kitabı.. İsmi he he tabi dedirtiyor insana 🙂 ama içeriği oldukça dolu ve faydalı kesinlikle .. Çok beğendim. İsmi yüzünden önyargılı davranmışım itiraf ediyorum.

İşte size yine birkaç alıntı buraya bırakıyorum fikriniz olması için..

Bir süre pdf halini saklı tutucam arzu ederseniz mail olarak size de gönderirim kitabı..

*üzerlerine tıkladığınızda daha okunaklı olabilecekler…

 

kitaplık

İçinizdeki Acıyı….

Kitabın başında şunlar yazıyor ;

Günümüzde milyonlarca insan tarafından dinsel bir tapınç haline getirilen Budacılık, özünde İ.Ö. 500 yıllarında Buda Sakyamuni tarafından ortaya konulmuş bir yaşam felsefesi, bir yaşam yoludur.Bir tek amacı vardır öğretinin o da Buda’nın aydınlandıktan sonra öğretisini yaymaya başladığında tekrar tekrar söylediği şu sözlere, şu anlayışa dayanır: “Ben sadece acıyı ve onu nasıl yok edeceğinizi öğretiyorum.” Vietnamlı Budacı Keşiş Thich Nhat Hanh Buda’nın Öğretisi adlı bu kitapta başta Budacı öğretinin özü olmak üzere, Dört Yüce Gerçek, Sekiz Aşamalı Yüce Yol, Özgürleşmenin Üç Kapısı, Üç Dharma Mührü, Altı Paramita gibi Budacı öğretinin temel sacayaklarını şiirsel bir dille ve açık bir anlatımla en ince ayrıntısına kadar anlatıyor. Acının doğasındaki bilgeliği ve acının şefkat, sevgi ve neşenin yaratılmasındaki önemli rolünü gösteriyor.

Şimdi kitabın size göre olup olmadığını anlamanız için 🙂 biraz alıntı yapayım veee eğer okumak isterseniz lütfen yorum yazın size pdf halini yollayayım 😉

*

İçinizdeki acı tohumu güçlü olabilir, fakat kendinizi mutlu olmaya bırakmak için hiç acının, hiç ıstırabın olmamasını beklemeyin. Bahçedeki bir ağaç hasta olunca ona bakmanız gerek.Fakat bütün sağlıklı ağaçları gözardı etmeyin. Yüreğinizde acı olduğu zaman bile yaşamın pek çok mucizesinden zevk alabilirsiniz – güneşin o harika batışından, bir çocuğun gülümsemesinden, çiçeklerden, ağaçlardan. Acı çekmek yeterli değildir. Lütfen acınızda hapsolmayın.Eğer açlık çektiyseniz, yiyeceğin olmasının bir mucize olduğunu bilirsiniz. Eğer soğukta donduysanız sıcağın değerini bilirsiniz. Acı çektiğiniz zaman varolan cennetin tüm öğelerini takdir etmeyi bilirsiniz. Eğer sadece acının içinde kalırsanız cenneti kaçırırsınız. Acınızı görmezden gelmeyin, fakat kendi hatırınıza ve pek çok varlığın yararına yaşamın mucizelerinden zevk almayı da unutmayın.

*

İlk Yüce Gerçek ıstırap çekmektir (dukkha). Istırap karşılığında kullanılan Çince karakterin kök anlamı.  “acı”dır. Mutluluk tatlıdır; ıstırap acıdır. Hepimiz bir dereceye kadar ıstırap çekeriz. Bedenimizde ve zihnimizde bir keyifsizlik vardır. Bu ıstırabın, bu acının varlığını tanımalı, kabul etmeli ve ona dokunmalıyız

*

Zen öğretisinde bir adamla atı hakkında bir hikaye vardır. At dört nala koşmaktadır ve ata binen adam önemli bir yere gidiyormuş gibi görünür. Yolun kenarında duran başka bir adam bağırır, “Nereye gidiyorsun?” ve at üstündeki adam yanıtlar, “Bilmiyorum! Ata sor!” Bu aynı zamanda bizim hikayemizdir. Bir ata biniyoruz, nereye gittiğimizi bilmiyoruz ve duramıyoruz. At bizi çeken alışkanlık enerjisidir ve biz güçsüzüzdür. Her zaman koşarız ve bu bir alışkanlık haline gelmiştir. Sürekli mücadele ederiz, uykumuzda bile. Kendi içimizde savaştayızdır ve başkalarıyla da kolayca savaşa girebiliriz.

*

Buda bedenimizi ve zihnimizi sakinleştirip onların derinlerine bakmamıza yardım edecek pek çok teknik öğretti. Bunlar beş aşamada özetlenebilir:

  1. Farkına varmak- Eğer öfkeliysek şöyle deriz, “Bu öfkenin benim içimde olduğunu biliyorum.”
  2. Kabullenme- Öfkeliyken bunu inkar etmeyiz. Olanı kabul ederiz.
  3. Kucaklama- Bir annenin ağlayan bebeğini tutması gibi öfkemizi kollarımızın arasında tutarız. Dikkatimiz duygumuzu kucaklar ve bu bile tek başına öfkemizi ve bizi sakinleştirebilir.
  4. Derinine bakma- Yeterince sakinleştiğimizde bu öfkeyi neyin doğurduğunu, bebeğimizin rahatsızlığına neyin neden olduğunu anlamak için derinine bakabiliriz.
  5. İçgörü- Derinine bakmanın meyvası, öfkemizi yaratan, bebeğimizin ağlamasına neden olan pek çok birincil ve ikincil neden ve şartları anlamaktır. Belki bebeğimiz açtır. Belki çocuk bezi derisini sıkıyordur. Öfkemiz arkadaşımız bizimle hiç hoş olmayan bir şekilde konuştuğunda başlamıştı ve birdenbire bugün onun hiç de iyi olmadığını çünkü babasının ölmek üzere olduğunu hatırlarız. Istırabımıza neyin neden olduğuna dair içgörüler kazanana dek bu şekilde düşünürüz. İçgörüyle, bu durumu değiştirmek için ne yapacağımızı ve ne yapmayacağımızı biliriz.

*

Sakinleşme dinlenmemizi sağlar ve dinlenme iyileşmenin bir ön koşuludur. Ormanda hayvanlar yaralandıkları zaman yatacak bir ver bulur ve günlerce dinlenirler Yiyecek veya başka birşey düşünmezler. Sadece dinlenirler ve ihtiyaçları olan şifayı alırlar. Biz insanlar hastalandığımızda sadece kaygılanırız! Doktor ve ilaç ararız, fakat durmayız. Tatil için deniz kenarına veya dağlara gittiğimiz zaman bile dinlenmeyiz ve öncekinden daha yorgun olarak döneriz. Dinlenmeyi öğrenmeliyiz. Yatmak tek dinlenme pozisyonu değildir. Yürüme ya da oturma meditasyonu yaparken de dinlenebiliriz. Meditasyonun ağır bir çalışma olması gerekmez. Sadece bedeninizin ve zihninizin ormandaki hayvan gibi dinlenmesine izin verin. Mücadele etmeyin. Birşey elde etme zorunluğu yok.

*

Bir dergi aldığımızda yazılar ve reklamlar bilincimiz için besindirler. İçimizde mülkiyet, seks ve yiyeceğe karşı şiddetli arzu uyandıran reklamlar zehirleyici olabilir. Gazeteyi okuduktan, haberleri dinledikten veya bir sohbet yaptıktan sonra eğer kendimizi kaygılı ve yıpranmış hissedersek zehirli maddelerle temasa geçtiğimizi biliriz. Filmler gözlerimiz, kulaklarımız ve zihnimiz için besindir. Televizyon seyrettiğimiz zaman program bizim besinimizdir. Günde beş saatlerini televizyon seyrederek geçiren çocuklar içlerindeki olumsuz şiddetli arzu, korku, öfke ve şiddet tohumlarını sulayan imgeleri yiyorlardır. Bizler bedenimizin ve bilincimizin refahını çalan ve zehirli olan o kadar çok biçime, renge, sese, kokuya, tada, nesneye ve fikre maruz kalıyoruz ki. Umutsuzluk, korku veya depresyon hissettiğimiz zaman bunun nedeni duyusal izlenimleriniz aracılığıyla çok fazla zehirli madde yememiz olabilir. Şiddet içeren sağlıksız filmlerden, televizyon programlarından, dergilerden ve oyunlardan korunması gereken sadece çocuklar değildir.Bunlar bizi de zehirleyebilir.

*

Bazen çocuklarımızın gelecekte acı çekmelerine neden olacak şeyler yaptığını görürüz, fakat bunu onlara anlatmaya çalıştığımızda dinlemezler. Yapabileceğimiz tek şey onların içindeki Doğru Görüş tohumlarını uyarmaktır, o zaman daha sonra zor bir anda bu rehberliğimizden yararlanabilirler. Portakal yememiş birine portakalı açıklayamayız. Ne kadar iyi anlatırsak anlatalım, başka birine doğrudan deneyimi veremeyiz. Onun  bunu kendisinin tatması gerekir. Doğru Görüş anlatılamaz. Sadece doğru yönü işaret edebiliriz. Doğru Görüşü bir öğretmen aktaramaz. Bir öğretmen zaten bahçemizde olan Doğru Görüş tohumunu teşhis etmemize ve bunu uygulamak, bu tohumu günlük hayatımızın toprağına emanet etmek için güven kazanmamıza yardım edebilir. Fakat bahçıvan bizizdir. Doğru Görüş çiçeklerinin açması için içimizdeki sağlıklı tohumların nasıl sulanacağını öğrenmeliyiz. Sağlıklı tohumları sulamak için kullanılacak araç dikkatli yaşamaktır -dikkatli soluma, dikkatli yürüme, günümüzün her anını dikkatli yaşamaktır.

 

kitaplık

Bırak ve Rahatla

İşte karşınızda bir kendi kendine yardım , onarma kitabı. ” Bırak ve Rahatla ” Adem Güneş’ in yazdığı kitap..Dili çok akıcı, basit. Öfke kontrolü, sık huzursuzluk hissetme, uçak korkusu, acelecilik, kendini dinlememe, stres gibi konularla ilgili gelişmeniz, değişmeniz gerektiğini düşünüyorsanız tavsiye edebileceğim bir kitap.. Fakat uygulama yani alıştırma yapmaktan hoşlanmıyorsanız bir faydası olacağını düşünmüyorum. Çünkü çok güzel alıştırmalar var kitapta… Ben en çok kendini bırakma, kaygıyı bırakma egzersizini sevdim..En büyük fayda sanırım düzenli yapmak bu tip egzersizleri. Kitaptan birkaç paylaşım yapayım sizlere herzaman ki gibi..

 

 

 

 

kitaplık

Sınırlar..

Yıllaaar önce psikoloğumun tavsiye edip okuttuğu değerli bri kitaptı ” Sınırlar “. Şimdilerde tekrar aklıma geldi ve tekrar okumak istedim. Hayır demede sıkıntı yaşıyorsanız, ilişkilerinizde bazen bile  kullanıldığınızı hırpalandığınızı hissediyorsanız, çocuğunuzu yetiştirirken sınır çizmenin önemini öğretmek istiyorsanız, kendinize zaman ayırmada öz şefkatte sorun görüyorsanız okuyun derim… Bu arada okumak isteyene pdf olarak gönderebilirim de .. takipçim olmanız mail adresimi bırakmanız yeterli 🙂

Kitap nasıl bir şey biraz buraya dökeyim … üzerlerine tıkladığınızda büyütebilirsiniz yazıları..

 

 

 

kitaplık

Süt almaya çıktım ama eve bir bisikletle döndüm :)

Nasıl bir kitap ismi bu ? 🙂 Yazarı Jochen Mai

Kitabımız karar verme konusunu detaylıca işlemiş. Çeşitli karar verme teknikleri var kitapta.. Acil karar vermede neler yapılabilir gibi başlıklar var. Kitabın sonlarına doğru hedef bulma, hedefler oluşturma konusunda çok güzel açıklamalar destekleyici alıştırmalar mevcut. Örnekleri bol, alıştırmaları bol… kararsız biriyseniz kesinlikle okuyun derim 🙂 Üzerilerine tıkladığınızda daha okunaklı ve büyük oluyorlar bu arada…

Benim hayatım boyunca en sık kullandığım karar verme yardımcısı da buydu 🙂

 

 

kitaplık

Sayılarla İyileşme…

Uzun uzadıya anlatmayacağım… Kimilerine saçma gelebilecek kimilerinin ise gönülden inandığı iyileşme, şifa teknikleri mevcut kitapta..

Birkaç alıntı yapayım ve böylece kitapla ilgili bir şeyler canlanır sizde…

Fotoğraf üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz…

Bu arada isteyenlere mail olarak kitabı gönderebilirim 🙂 yorum bırakmanız yeterli …

 

izledimler

Yaşamın Anlamı…

Kişisel Gelişim, psikoloji… vb konularda sıkça videolar izlerim. Çok faydasını gördüğüm videolarla karşılaşıyorum bazen… Bundan sonra onları da burda paylaşacağım. Böylece emek verenlere beğeni / takip faydanız olur hem de bu faydalı konuşmalar sizlere de bir ışık olur diye düşündüm. Kimi zaman uzun olabilirler kimi zaman kısa…

Umarım ilginizi çeker.. Çekmezse de benim anı defterim olan bu blogda sonsuza dek kalsınlar 🙂

Lütfen izlediyseniz fikirlerinizi yoruma yazın..mutlu olurum..ve öneri videolarınızın kitaplarınızın linkini ismini yazın…

İlki Dr. Wayne Dyer… Yıllar önce ” Hatalı Alanlarınız” adlı muhteşem kitabını okumuş..hatta sonra yine ara ara okumuştum.. Değerli biri.

kitaplık

Seninle Başlamadı

Yeni bir kitaba başladım tavsiye üzerine. Başladığım bu kitaptan sizlere birkaç sayfa paylaşmak istedim. Etkileyici bir kitap. İçinde düşünerek yazarak çalışıcak çok şey var. Konsantre olmak, içimizdeki dirence direnç göstermek gereken konular da var. Okuyup geçildiğinde bu kitap sadece okunmuş olucak. Fakat yazarak, düşünerek, sorgulayarak, sindirerek okunursa bu kitap eminim birşeyleri değiştirebilir kendimizde. Benim bazen canım istiyor yazmak düşünmek bazense kaçıyorum bitkin hissediyorum yüzleşmeye gücüm olmuyor belki de.. tabi bu dönemde benim için daha da zor bu tür çalışmalar yapmak. Belki okudukça yine kitaptan birşeyler paylaşırım ilerde.

  • üzerine tıklarsanız daha büyük halini okuyabilirsiniz.

kitaplık

Şamu..

İşyerimizin kütüphanesinde rastladım bu kitaba.. ” ŞAMU BANA HAYAT AŞK VE EVLİLİK HAKKINDA NELER ÖĞRETTİ ” İlginç geldi. İsmi bence ofsayt. Çok uzun. Kitabın yazarı bir gazeteci. Amy Sutherland. Vahşi hayvan eğitmeninden öğrendiği teknikleri eşinde, annesinde hayatında kullanmasını anlatıyor. Dili akıcı, zaman zaman esprili. Hayvanların eğitilmesiyle ilgili ilginç detaylar da var kitapta. İlk başta kulağa aşağılıyormuş gibi gelebilir ama farklı gözden bakınca kitap ilginç geliyor ve de eğlenceli 🙂

Kitabın tanıtımında şöyle yazıyor ;

” Vahşi hayvan eğitmeninin teknikleriyle kocasını yola getirdi. Amerikalı eski gazeteci Amy Sutherland bugün üç yıl öncesine göre tamamen farklı bir kişi. Daha iyimser, daha sabırlı, daha sakin, insanları daha az yargılıyor. Ne oldu da Sutherland böyle oldu? Antidepresan mı kullandı? Yooo! Sihirli bir psikoloğa mı denk geldi? Hayır! Yoga? Değil! Hidayete erdi? Alakası yok! Harvard Üniversitesi’ne bağlı bir enstitüde vahşi hayvanlar nasıl eğitilir konulu bir yıllık eğitim programına katıldı. Amacı öyle birkaç kere derslere girip, katılımcılar, hayvanlar ve öğretmenlerle ilgili bir yazı dizisi hazırlamaktı. Ama dersler tahmin ettiğinden daha ilginçti. Bir yıl boyunca enstitüye gidip geldi. Eğitmenlerin hayvanlar üzerinde kullandığı teknikleri farkında olmadan hayatına uyarladı. En güzeli de hayvan eğitme tekniklerini kocası Scott’ın üzerinde kullanıp terapilerle düzelmeyen evliliğini kurtarmasıydı. Sutherland’in bu deneyimlerini anlattığı kitabı şu anda New York Times gazetesinin çok satanlar listesinde. Bir film şirketi de kitabın haklarını satın aldı. -Ezgi Başaran/ Hürriyet- Asla böyle bir kitabı yazmayı düşünmemiştim. Ama hayvan eğitiminin beni böyle değiştireceğini de beklememiştim… Deneyimlerim, düşünmenize, birkaç kahkaha atmanıza, hafif dozda felsefi düşüncelere dalmanıza ve… bazı küçük sorunlarınızı çözmek için bir yol bulmanıza yarayabilir. Ya da sizi tepeden tırnağa değiştirebilir… -Amy Sutherland-  “

Bunlar da benim fikriniz olsun diye seçtiğim sayfalar…