şundan bundan

ordan burdan

Resimdekiler yıldönümümüz için gittiğimiz otel odasındaki etrafa ve yatağa saçılmış gül yaprakları… tabi gerçek değiller.. Ben erinmedim toplayıp fotoğraflarını çekmiştim 🙂

Bu aralar pek sık yazı ekleyemiyorum. Sebeplerim var… Neyse;

Geçenlerde fırsat sitelerinden birinden Mahşer-i Cümbüş’ ün gösterisine bilet aldım ve eşimle gittik. Eğlenceliydi 🙂 Değişiklik oldu. Birkaç yıl önce de izlemiştim bu ekibi, o zaman da eğlenmiştim. Bu arada bu fırsat sitelerini seviyorum. Çok da fazla satın aldığım söylenemez ama bakmak bile hoşuma gidiyor gelen maillere. Tabi aynılarını göndermedikleri sürece. Bugüne kadar 2 pizza kuponu, 1 kitapyurdu kuponu, 1 gösteri ve 1 de sinema bileti aldım (sinemayı ve kitap yurdunu daha kullanamadım) Aslında otel ve tur fırsatları ilgimi çekiyor ama cesaret edemiyorum henüz. Belki ileride denemek kısmet olur. Sizin bu fırsat siteleriyle ilgili deneyiminiz oldu mu? Memnun musunuz? Tavsiyeniz var mı? Piriveta, Şehir Fırsatı, quppon,….vs

Şu an tv de Pak Panter diye bir türk filmi var. Birazdan müdahale edip kanal değiştirmeyi planlıyorum. Tabi bilgisayarı kapadıktan sonra. Gerçi önce saçlarımı kurutmalıyım az önce bıcı bıcı yaptım da.. kaç gündür yorumlarımı bile onaylamamıştım hemen uykum gelmeden gireyim nete dedim.

Ben giderokuyanlara selam ederim 🙂

şundan bundan

birkaç kare…

  En son gittiğimiz Daphne Otel’ in bekleme yerindeki bu muhteşem kibar bibloları fotoğrafladım…

  

 Konya şekeri mi denir peynir şekeri  mi denir..ne denirse densin bayılırım ben bu şekere… zaafım çok..allahtan özellikle eve almıyorum yoksa fena olurdu ye ye patlardım… Geçenlerde iş arkadaşımız seyahatten getirdi.. yedim yedim ama yemeden önce fotoğrafını çektim 🙂

 

Bu rengarenk kare benden değil ama bana hediye… yani beni düşünerek fotoğraflamış dostum… Modada1kadın…Sağolsun 🙂

kitaplık

o öyle biliyo

Yazan Burak Arıcı… Söyleyen Zeynep Mayıs Arıcı.
26 Aralık 2006 doğumlu  Zeynep ‘ in babasının ona jesti.. Baba kızının bazı sözlerini, tepkilerini kitaplaştırmış.
Bir çırpıda okudum.. Bittiğinde üff ya keşke daha kalın olsaydı dedim.. Güldüm, keyiflendim. Tavsiye ederim.
Benim de hayalimdir yavrum olunca onunla ilgili komik şeyleri saklamak, kitaplaştırmak. Babasını tebrik ediyorum Zeynep’ in iyi ki yapmış böyle bir şey…
 * * * * *
Beraber çizgi film seyrediyoruz…
– baba sen dün ( eskiden demek istiyor ) benim gibi küçük oldun di mi?
– evet oldum
– en küçük ne kadar oldun peki?
06 nisan 2010
 
Yuvada trafik lambalarını öğrenmiş, bilip bilmediğimi kontrol ediyor.
-baba kırmızı ışık nediy?
– dur
-sarı?
-hazırlan
-yeşiy?
-geç
– ya baba sen de herşeyi biyiyosun!
20 mayıs 2010
 
Otoparkta arabayı park ederken, eşime döndüm…
– atla ışılcım, ben de arabayı iyice yanaştırayım..
bi anda zeynep arkadan korkuyla seslendi
– anneee anneee..atlama normal in lütfen..
22 temmuz 2010
 
Yoldan geçen büyük küçük, tanıdık tanımadık herkese sesleniyor..
– hey arkadaşım günaydın..nereye gidiyorsun? Neden gidiyosun?
2 ağustos 2010
 
Televizyonda sünger bob’ useyrederken…
-babidon bak, sünger bok nasıl koşuyo…
-kim?
-sünger bok
-sünger bob kızım…bob
-hayıy sünger bok
-haydaaa.
8 kasım 2010

kitaplık

Şimdiki An Farkındalığı

Shannon  Duncan’ ın kitabının kapağında pek iddialı bir cümle yazıyor ; Yaşamınızdan zevk almaya şimdi ve burada başlayın !…
🙂 Okudum… Çok etkilendiğimi söyleyemeyeceğim.. Belki de ben daha ağır ve farklılarını okuduğum içindir. Bana basit geldi.
Güzel kısmı alıştırmalar olması tabi alıştırma sevenlere… Nefes, farkındalık, kendini anlama üzerine alıştırmalar.
Kitaptan birkaç cümle ;
 
Ebeveynlerinden biri tarafından terk edilen ya da güvenilmez biriyle bir beraberliği deneyimleyen birçok insan, sonraki ilişkilerine genellikle güvenmiyor. Şüpheli her durumda, ihanet seziyorlar. Acı dolu aldatılma deneyimleri, algılamalarını da etkiliyor. Bu yüzden, şüpheleri sürekli olarak çarpıtılmış gerçeklerinin bir parçası oluyor. Yaşama bir yığın önyargıyla yaklaştığımızda, yaşamın gerçekten sunmak zorunda olduğu birçok fırsatı kaçırırız.
 
Olayları zihnimizde sıkıca tutmak, nesneleri elimizde sıkmak gibidir.
 
Birçoğumuzun dikkatimizi dağıtmak için nasıl bir arayışta olduğunun farkında mısınız? Çoğumuz, kendimizden duygusal olarak uzak kalmak için aralıksız bir uğraşla meşguluz. Siz ve tanıdığınız insanlar,  sessiz bir şekilde oturmayı zor bulur musunuz? İnsanların birçoğu kendisini, ne olduğundan emin olmasalar bile sürekli bir şeylerle uğraşmaya gereksinimleri varmış gibi hisseder.
 
Kızdığı her an ebeveyni tarafından eleştirilen bir çocuk hayal edin. Bir çocuğun hissetmesi çok normal olan engellenme hissini hissettiği için utanmayı öğrenir. Bu durumda bir yetişkin olarak kendisini kızdıracak ya da üzecek olay ve insanlardan uzak durur. Ve karşı karşıya gelmekten kaçar. Sürekli çoğalan bu duygular, kusurlu olduğuna dair olan bilinçsiz inançlarından utanmasına ve endişe duymasına neden olur.
 
Bir çocuğu balon olarak düşünün. Dış basınç ( ebeveyn ) çok fazla ya da çok az ise, o zaman çocuk, ebeveynlerini uzak tutmak ya da sinirlendirmemek için olması gerken ne ise onu yapacak, tamamıyla olduğundan farklı olmak zorunda kalacaktır. Baskıya uyum sağlamak yerine elinden geldiğince bunu telafi etmeyi öğrenir.
 
Çocukken hiç dinlenilmediğini veya sayılmadığını hisseden biri, bir yetişkin olarak, genellikle ne yaptığını bilmeden, daima saygı görmek için çabalayacaktır. Baskın olabilecekleri ve bilinçsizce bu ihtiyaçlarının karşılandığını hissedebilecekleri ilişkilere ya da işlere girebileceklerdir.
 
Egzersiz, uzun yürüyüşler ya da günlük tutmak zor anlarda çalışmak için mükemmel yollardır. Duygularınızdan kaçmanızı değil onlarla an’da  olmanızı sağlarlar.

gezdimler

Daphne otel

 Sultanahmet’ de Hotel Daphne ‘ de kaldık haftasonu. Cici bir oteldi. Odadan ve gezmelerimizden bir iki fotoğraf eklemek istedim. Nargilecilerin olduğu bir yere gittik, lambalar çok güzeldi.. Buram buram nargile kokuyordu, insan içmeden sarhoş olur 🙂 İçenlerin nargileye yapışmış hali, baygın suratları bizi çok eğlendirdi. Biz kuru kuru çayımızı içtik.  

Bu muhteşem manzara odamızın manzarası, harika değil mi?

Dönere sarkıntılık yapan da benim 🙂

şundan bundan

pijama sevdası

Takipçisi olduğum Kampanya Sırları bana öyle tatlı bir jest yaptı ki günlerdir yazmak istedim yazamadım..Cici pijamamın resmini de çektim 🙂 Pijamaları çok severim, bu yüzden benim için çok tatlı bir hediye bu. Kendi kazandığı hediyeyi bana gönderdiği için tekrar teşekkür ediyorum ona 🙂

şundan bundan

carte d’Or ve modada1kadın

Arkadaşım Ulya yani modada1kadın, güzel bir etkinlikte derece kazanmış. Onunla gurur duydum. Yaratıcılığı, çalışkanlığı beni mutlu ediyor. Dereceye giren yaratıcı hanımlarla Derya Baykal’ la buluşma ayarlanmış, güzel bir gün geçirmişler. Detay ve fotoğraflar burda ;  http://modadabirkadin.wordpress.com/2011/04/05/carte-dor-etkinligi-ve-derya-baykal/ 

şundan bundan

2006 8 nisandan…

8 Nisan 2006′ dan beri evliyim 🙂 mutluyum…. seviyoruuummmmmm çok…hatta ilk günlerden daha çok…..o da beni seviyor…..iyi ki var… hep olsun…hep gülsün..hep tatlı olsun böyle…
canım benim..bize mutlu yıllar 🙂
*Foto: Lcwaikikiden aldığım bluzun deseni….kalpler yüzünden almıştım 🙂
aldımverdim

bambudan bıçak

Evmanya da görünce dayanamadım. Bunları aldım. İkisi 19,50 liraydı. Birçok yerde tek fiyatını 15 görmüştüm. Bu bıçaklar çok sağlıklıymış. Meyve ve sebzenin vitamininin kaybolmaması için tavsiye ediliyor. Tırtıklı olanı denedim güzel kesiyor diğerini daha denemedim. Gerçi tırtıklı olanla salatalığı keserken berbat ettim zorlandım ama kıvırcık doğrarken portakal keserken güzeldi 🙂

izledimler

Tiffany’ de menemen :)

Başlığı eşimin özel isteği üzerine böyle yaptım 🙂 Çünkü bu filmden bahsederken hep böyle söyler ..Breakfast at Tiffany’s : Dostum Deniz bu filmi çok sever. Afişi de var hatta onda. Odasına asamadı gitti 🙂
Birlikte izleriz diye kaç kez konuşmuştuk ve nihayet izleyebildik. Daha fazla etkileneciğimi hayal etmiştim. Kötü bir film değil elbette ama sanırım beklentimi yüksek tutmuşum.
Narin genç bir kadın ve fazlasıyla yakışıklı iyi kalpli genç bir adam. Filmde sakinliği, uysallığı ve şirinliğiyle görünen kediş. Eski bir film. Aşk. Kendinden kaçış. Nostaljik bir film. Müziği hoş. Giysiler hoş. Zerafet dolu bir film. Acı bir tesadüf ise başrollerdeki Audrey Hepburn ve George Peppard kanserden ölmüşler. Bu arada Holly’ nin sütü benim gibi kadehte içmesi hoşuma gitti 🙂 Filmde hoşuma gidenlerin başında hiç yapmadıklarını yapmak üzere elele  bir gün geçirmeleri var.

kitaplık

s****r et adlı bir kitap…

” Secret” in meşhurluğuna eşim kendince “s..r ” küfürlü bir felsefe üretmişti, kendimizce gülüp eğlenmiştik bir zamanlar 🙂 Ki bir gün yine kitap yurdunda gezinirken bu kitaba rastladım ve şaşırdım tabi ki. Ama çok merak ettim ve aldım.

Kitabın yazarı John C. Parkin.Kitabın tanıtımında şunlar yazıyor :  ” S*ktir Et demek sizi iyi hissettirir. Mücadeleden vazgeçmek, ne hoşunuza gidiyorsa onu yapmak, çevrenizdekilerin sizin hakkınızda düşündüklerini umursamamak ve kendi yolunuzdan gitmek harika bir duygudur. John C. Parkinin bu komik ve ilham verici kitabı, S*ktir Et demenin; Doğunun boş verme, vazgeçme ve bir şeylerin o kadar da önemli olmadığını fark ederek gerçek özgürlüğü bulma gibi ruhani fikirlerinin kusursuz bir Batı ifadesidir. S*ktir Et; şarkı okumak, meditasyon yapmak, sandalet giymek ya da tütün yemek gibi eylemler gerektirmeyen ruhani bir yoldur. Modern zamanın küfürlü söylenişiyle, S*ktir Et, Batılıları şöyle bir sarsıp kendilerine getirecek, anlam dolu hayatlarımıza egemen olan stresi ve gerginliği ortadan kaldıracaktır. Bu yüzden, bütün sorunlarınıza ve meselelerinize S*ktir Et demenin bir yolunu bulun. Hayatınızda yapmanız gerekenlere S*ktir Et deyin ve sonunda başkaları ne düşünürse düşünsün, neyi yapmak istiyorsanız onu yapın.”

Biraz fikriniz olsun diye de kitaptan notlarımı paylaşmak istedim;

Ne zaman birşeyler çok önemliyse, ne zaman kendini gergin, endişeli ve korkmuş hissediyorsanız, sadece  Siktir Et deyin, iç çekin ve nefes verin. İlaç gibi hemen iyileştirir sizi.
Fakat Siktir Et Nefes Alışı’ nı da unutmayalım. Siktir Et Nefes Verişi boş verme, rahatlma  ve birşeylere hayr deme ile alakalı ilen, Siktir Et Nefes Alışı  enerjiyi ve gücü içine çekme ve birşeylere evet demekle ilgilidir.
 
Diyet kitapları tamamen saçmalıktır, Ağaçların boşu boşuna tüketimidir. Bu yüzden bütün diyet kitaplarını çöp tenekelerine atın ve bir ağaç dikin. Aslında bir meyve ağacı dikip meyvelerini yiyebilirsiniz. Hem kilo vermiş olursunuz hem de dünyaya bir katkınız olur.
 
Kendini nasılsan öyle kabul etmenin etkileyici yan etkisi vardır: başka insanları da olduğu gibi kabul etmeye başlarsınız. Belki hemen gerçekleşmez ama zaman ilerledikçe etkisini gösterecektir. Çok basit bir nedenden ötürü gerçekleşir: ne zaman başkalarını yargılarsan, bu yargılama kendini tamamen kabul etmeyişten gelir.
 
Çocuk sahibi olmak en büyük Bakış Açısı Makinesidir. Daha önce sizin için önemli olan şeyler, umursadığınız şeyler, dizlerinin üstüne çöker, ayaklarını sürüye sürüye özür dileyerek kapıdan çıkar ve yeni gelen üstün anlamlara saygı gösterir.
 
Hadi, daha az kontrol etmeyi bir  deneyin. Çocuğunuza bir şey yapmamasını söylemek ya da onu durdurmak üzereyseniz, sadece kendinizi tutun ve bu sefer işe karışmadan beklemenin ve karışmadığınızda ne olacağını görmenin işe yarayıp yaramayacağını bir sınayın.
 
Çocukları hayatı kontrol edebileceğiniz kadar kontrol edebilirsiniz. Yani, çok zor.
 
Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğünü önemseyince, herşeyi kişisel olarak algılamaya başlarsınız.