şundan bundan

3 oldun..

Fotoğraf189528 Kasım 2011 sabah 9 sıraları sezeryanla geldin dünyaya…dünyama… iyi ki geldin.. çok bekledik seni, çok hayal ettik.. Hayal ettiğimizden de tatlı çıktın 🙂

Neşemsin, huzurumsun.. canım oğlum seni çok seviyorum, iyi ki doğdun..

Dün akşam bana yatarken dedin ki ” anne iyi ki tu yu yu söyler misin ” 🙂 🙂  happy birthday to you ile iyi ki doğdun u harmanlamış oğlum kafasında 🙂 🙂 Fotoğraf1897

dün akşam evdeki kırmızı plastik topu yarıya kestim içine de pamuk ve çift taraflı bantla palyaço burnu yaptım 🙂 peruklarımız da kafaya geçince çok komik olduk, eğlendik…hep gülelim inşallah..  Fotoğraf1901ve bu sabah işe gelmeden önce oğluma minik aldığım hediyeyi verdim öptüm kutladım, kreşinde parti olucağını söyledim, sevindi.. yarın da inşallah evimizde kutlayacağız arkadaşlarımızla..çok heyecanlıyım…

Fotoğraf1904 Fotoğraf1905 Fotoğraf1907

şundan bundan

Türkanım Şorayım..

Evin sokağında brikaç defadır rastladığım bu arabaya kayıtsız kalamadım sonunda… Çünkü pek çok severim Türkan Şoray’ ı. Kendi yazdığı kitabını alamadım hala tühh bana 😦  neyse..ne hoş araba camı değil mi 🙂

türkan şoray

ne zamandır boyadım fotoğrafını koymasam çatlarım 🙂 çok anahtarınız varsa ve bazılarını da sık kullanıyorsanız ojeyle süsleyin derim çok iyi oluyor ..

CIMG5634

izledimler

9 mois ferme :)

9ay

Filmimizin adı .. 9 Ay Hapis ..9 mois ferme…Fransız filmlerini çok severim. Sıradan değildir genelde. Mutlaka farklı bir esprisi, tarzı, işleyişi vardır. Bir blogda bahsini okumuş, merak etmiştim bu filmi.. farklıydı, güzeldi. Yine yanılmamışım. Çok ilginç görsellikler vardı. Birkaç iğrenç sahnede vardı.

Erkeklerle çıkmayan bir kadın..üstelik de yargıç..ve bir gün 6 aylık hamile olduğunu öğreniyor….nerden çıktı bu bebek…babası kim…nee korkunç bir suçla suçlanan bir hırsız mı ! peki şimdi nolucak…:). İşte bunların cevabı filmde 🙂 Filmde en çok neşelendiğim yer haberlerde işitme engelliler için ayrılan köşedeki anlatım 🙂 Kim mi var orda Jean Dujardin..

Filmin başrolündeki Albert Dupontel aynı zamanda filmin yönetmeniymiş. Adamı sevdim. Bana Robert De Niro’ yu anımsatıyor. Neyse izleyin derim…

bayıldım

günümün harika karesi…

pinteretsPinterest’ e bayılıyorum. Bugün rastladığım en güzel kareydi bu. Bloguma koymasam olmazdı. Bu yaşlara yetişecek erişecek sevgi/aşk var mı acaba… ne kadar az görülebilecek bir tablo… hele de bizim ülkemizde….. biraz karamsarım aşk/ilişkiler konusunda sanırım..

Bu harika resmi burdan aldım http://www.pinterest.com/pin/132574782755182716/

Benim pinlerimi merak ediyorsanız.. ki bence edin 🙂 her telden pinlemeler var buyrunuz derim 🙂

http://www.pinterest.com/asliguzelyildiz/pins/  tavsiye edeceğiniz pin hesapları varsa lütfen

yoruma yazın…

şundan bundan

zenginlik nedir ki…

KUBİLAYIMNedir zenginlik…. katlar arsalar arabalar mı…bankadaki paralar mı… altın bilezikler mi..tek taş yüzük mü..nedir ki zenginlik…

zenginlik sıcak gülüştür, kolkola elele hayatı keyifle paylaşabilmektir

zenginlik rahat alınan nefestir, iyi uyunmuş bir gecedir

zenginlik gözyaşısız geçen gündür

zenginlik dermanlı derdinin olmasıdır

zenginlik kıt kanaat de geçinsen elele birbirine gaz vermek, tatlı dildir

zenginlik sağlıklı evlattır, zenginlik sağlıktır.

Ben o kadar zenginim ki çünkü  canım Kubilay’ ım neşeli, uyumlu, saygılı, güzel yüzlü, pozitif çözümsüz sağlık sorunu yok ..inşallah da olmasın hiç 😦  ..

niye yazdım bunları… içimi kustum…belki bir ara anlatırım sevgili günlük … haftalık…aylık…anılık….

şundan bundan

falan filanlar..

karamürselBaktım uzun uzadıya anlatamıycam bir türlü…vaktim yok..bari dedim bir kolaj yapayım 🙂

Yine bademciklerim şişti kaç gündür geceleri özellikle yutkunmak işkence…..belki yarın doktor yolları gözükücek bana.. Kubilay’ ın da kan alma durumu olucak kontrol sebebiyle..demirdi, alerjiydi vs…

Bu ara ” İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon ” adlı bir kitap okuyorum. Biter bitmez yazıcam bloga aldığım notları yada resim halinde koyarım belki çok uzun olursa notlarım..

Bu ay sonu yani 28′ inde canım oğlum 3 olucak.. Yapabilirsem yine neşeli bir doğumgünü partisi istiyorum..bakalım..kısmet..

Herkese iyi haftasonları.. neşeyle…

 

şundan bundan

Kitap kurdu..

kitapmimi

Sevgili blog arkadaşım Sinem  beni mimlemiş .. http://listies.blogspot.com.tr/2014/10/kitaplar-mimi-bookmarks-and-books.html?showComment=1414664823858#c2979034619377529430

keyifle cevapladım … ;

1- Çok kitaptan oluşan seriler mi ya da tek kitaplar mı?

Tek kitap tercih ederim.

2- Sadece kadın yazarları mı yoksa erkek yazarları mı okumak?

İkisini de isterim.

3- Kitapçıya gidip kitap almak mı, internet üzerinden kitap almak mı?

Kitapçıdan almak daha çok zevk verir. Fakat işyerindeyken mecbur netten aldığım oluyor tabi…

4- Film olan kitapları mı dizi olan kitapları mı?

Önce kitabı okuduysam filmine rastlarsam izlerim yada çok etkilendiysem filmi varsa izlerim. Ama önce filmini izlediysem cık kitabı okumak istemem.

5- Günde 5 sayfa okumak mı yoksa haftada 5 kitap mı?

Günde 5 sayfa okumak… sindire sindire….

6- Profesyonel bir yazar olmak ya da profesyonel bir yorumcu olmak?

Yazar olmak sanırım…

7- En sevdiğiniz 20 kitabı tekrar tekrar okumak mı yoksa her gün daha önce okumadığınız yeni bir kitabı okumak mı?

Aynı şeyi okumalarım enderdir.

8- Kütüphanede çalışmak mı kitap satıcısı olmak mı?

Kitaplarla dolu bir cafem olsun isterdim.. Kütüphanede çalışmayı ancak orda bol bol ve rahat kitap okumama izin verilirse kabul edebilirim 🙂

9- Favori türünüzden kitaplar okumak mı yoksa favori türünüz hariç diğer her türden kitaplar okumak mı?

Farklı tür pek okumuyorum. Sanki kendime hep benzer türleri çekiyorum.. Psikoloji, kişisel gelişim, çocuk kitapları gibi .. Zaten tarih, din, siyaset, korku türlerini hiç sevmem kitapta..sıkılırım

10 – Sadece fiziksel kitap kopyalarını okumak mı yoksa sadece e-kitap okumak mı?

Kesinlikle dokunmacalı kitap okumayı severim 🙂