kitaplık

İçinizdeki Acıyı….

Kitabın başında şunlar yazıyor ;

Günümüzde milyonlarca insan tarafından dinsel bir tapınç haline getirilen Budacılık, özünde İ.Ö. 500 yıllarında Buda Sakyamuni tarafından ortaya konulmuş bir yaşam felsefesi, bir yaşam yoludur.Bir tek amacı vardır öğretinin o da Buda’nın aydınlandıktan sonra öğretisini yaymaya başladığında tekrar tekrar söylediği şu sözlere, şu anlayışa dayanır: “Ben sadece acıyı ve onu nasıl yok edeceğinizi öğretiyorum.” Vietnamlı Budacı Keşiş Thich Nhat Hanh Buda’nın Öğretisi adlı bu kitapta başta Budacı öğretinin özü olmak üzere, Dört Yüce Gerçek, Sekiz Aşamalı Yüce Yol, Özgürleşmenin Üç Kapısı, Üç Dharma Mührü, Altı Paramita gibi Budacı öğretinin temel sacayaklarını şiirsel bir dille ve açık bir anlatımla en ince ayrıntısına kadar anlatıyor. Acının doğasındaki bilgeliği ve acının şefkat, sevgi ve neşenin yaratılmasındaki önemli rolünü gösteriyor.

Şimdi kitabın size göre olup olmadığını anlamanız için 🙂 biraz alıntı yapayım veee eğer okumak isterseniz lütfen yorum yazın size pdf halini yollayayım 😉

*

İçinizdeki acı tohumu güçlü olabilir, fakat kendinizi mutlu olmaya bırakmak için hiç acının, hiç ıstırabın olmamasını beklemeyin. Bahçedeki bir ağaç hasta olunca ona bakmanız gerek.Fakat bütün sağlıklı ağaçları gözardı etmeyin. Yüreğinizde acı olduğu zaman bile yaşamın pek çok mucizesinden zevk alabilirsiniz – güneşin o harika batışından, bir çocuğun gülümsemesinden, çiçeklerden, ağaçlardan. Acı çekmek yeterli değildir. Lütfen acınızda hapsolmayın.Eğer açlık çektiyseniz, yiyeceğin olmasının bir mucize olduğunu bilirsiniz. Eğer soğukta donduysanız sıcağın değerini bilirsiniz. Acı çektiğiniz zaman varolan cennetin tüm öğelerini takdir etmeyi bilirsiniz. Eğer sadece acının içinde kalırsanız cenneti kaçırırsınız. Acınızı görmezden gelmeyin, fakat kendi hatırınıza ve pek çok varlığın yararına yaşamın mucizelerinden zevk almayı da unutmayın.

*

İlk Yüce Gerçek ıstırap çekmektir (dukkha). Istırap karşılığında kullanılan Çince karakterin kök anlamı.  “acı”dır. Mutluluk tatlıdır; ıstırap acıdır. Hepimiz bir dereceye kadar ıstırap çekeriz. Bedenimizde ve zihnimizde bir keyifsizlik vardır. Bu ıstırabın, bu acının varlığını tanımalı, kabul etmeli ve ona dokunmalıyız

*

Zen öğretisinde bir adamla atı hakkında bir hikaye vardır. At dört nala koşmaktadır ve ata binen adam önemli bir yere gidiyormuş gibi görünür. Yolun kenarında duran başka bir adam bağırır, “Nereye gidiyorsun?” ve at üstündeki adam yanıtlar, “Bilmiyorum! Ata sor!” Bu aynı zamanda bizim hikayemizdir. Bir ata biniyoruz, nereye gittiğimizi bilmiyoruz ve duramıyoruz. At bizi çeken alışkanlık enerjisidir ve biz güçsüzüzdür. Her zaman koşarız ve bu bir alışkanlık haline gelmiştir. Sürekli mücadele ederiz, uykumuzda bile. Kendi içimizde savaştayızdır ve başkalarıyla da kolayca savaşa girebiliriz.

*

Buda bedenimizi ve zihnimizi sakinleştirip onların derinlerine bakmamıza yardım edecek pek çok teknik öğretti. Bunlar beş aşamada özetlenebilir:

  1. Farkına varmak- Eğer öfkeliysek şöyle deriz, “Bu öfkenin benim içimde olduğunu biliyorum.”
  2. Kabullenme- Öfkeliyken bunu inkar etmeyiz. Olanı kabul ederiz.
  3. Kucaklama- Bir annenin ağlayan bebeğini tutması gibi öfkemizi kollarımızın arasında tutarız. Dikkatimiz duygumuzu kucaklar ve bu bile tek başına öfkemizi ve bizi sakinleştirebilir.
  4. Derinine bakma- Yeterince sakinleştiğimizde bu öfkeyi neyin doğurduğunu, bebeğimizin rahatsızlığına neyin neden olduğunu anlamak için derinine bakabiliriz.
  5. İçgörü- Derinine bakmanın meyvası, öfkemizi yaratan, bebeğimizin ağlamasına neden olan pek çok birincil ve ikincil neden ve şartları anlamaktır. Belki bebeğimiz açtır. Belki çocuk bezi derisini sıkıyordur. Öfkemiz arkadaşımız bizimle hiç hoş olmayan bir şekilde konuştuğunda başlamıştı ve birdenbire bugün onun hiç de iyi olmadığını çünkü babasının ölmek üzere olduğunu hatırlarız. Istırabımıza neyin neden olduğuna dair içgörüler kazanana dek bu şekilde düşünürüz. İçgörüyle, bu durumu değiştirmek için ne yapacağımızı ve ne yapmayacağımızı biliriz.

*

Sakinleşme dinlenmemizi sağlar ve dinlenme iyileşmenin bir ön koşuludur. Ormanda hayvanlar yaralandıkları zaman yatacak bir ver bulur ve günlerce dinlenirler Yiyecek veya başka birşey düşünmezler. Sadece dinlenirler ve ihtiyaçları olan şifayı alırlar. Biz insanlar hastalandığımızda sadece kaygılanırız! Doktor ve ilaç ararız, fakat durmayız. Tatil için deniz kenarına veya dağlara gittiğimiz zaman bile dinlenmeyiz ve öncekinden daha yorgun olarak döneriz. Dinlenmeyi öğrenmeliyiz. Yatmak tek dinlenme pozisyonu değildir. Yürüme ya da oturma meditasyonu yaparken de dinlenebiliriz. Meditasyonun ağır bir çalışma olması gerekmez. Sadece bedeninizin ve zihninizin ormandaki hayvan gibi dinlenmesine izin verin. Mücadele etmeyin. Birşey elde etme zorunluğu yok.

*

Bir dergi aldığımızda yazılar ve reklamlar bilincimiz için besindirler. İçimizde mülkiyet, seks ve yiyeceğe karşı şiddetli arzu uyandıran reklamlar zehirleyici olabilir. Gazeteyi okuduktan, haberleri dinledikten veya bir sohbet yaptıktan sonra eğer kendimizi kaygılı ve yıpranmış hissedersek zehirli maddelerle temasa geçtiğimizi biliriz. Filmler gözlerimiz, kulaklarımız ve zihnimiz için besindir. Televizyon seyrettiğimiz zaman program bizim besinimizdir. Günde beş saatlerini televizyon seyrederek geçiren çocuklar içlerindeki olumsuz şiddetli arzu, korku, öfke ve şiddet tohumlarını sulayan imgeleri yiyorlardır. Bizler bedenimizin ve bilincimizin refahını çalan ve zehirli olan o kadar çok biçime, renge, sese, kokuya, tada, nesneye ve fikre maruz kalıyoruz ki. Umutsuzluk, korku veya depresyon hissettiğimiz zaman bunun nedeni duyusal izlenimleriniz aracılığıyla çok fazla zehirli madde yememiz olabilir. Şiddet içeren sağlıksız filmlerden, televizyon programlarından, dergilerden ve oyunlardan korunması gereken sadece çocuklar değildir.Bunlar bizi de zehirleyebilir.

*

Bazen çocuklarımızın gelecekte acı çekmelerine neden olacak şeyler yaptığını görürüz, fakat bunu onlara anlatmaya çalıştığımızda dinlemezler. Yapabileceğimiz tek şey onların içindeki Doğru Görüş tohumlarını uyarmaktır, o zaman daha sonra zor bir anda bu rehberliğimizden yararlanabilirler. Portakal yememiş birine portakalı açıklayamayız. Ne kadar iyi anlatırsak anlatalım, başka birine doğrudan deneyimi veremeyiz. Onun  bunu kendisinin tatması gerekir. Doğru Görüş anlatılamaz. Sadece doğru yönü işaret edebiliriz. Doğru Görüşü bir öğretmen aktaramaz. Bir öğretmen zaten bahçemizde olan Doğru Görüş tohumunu teşhis etmemize ve bunu uygulamak, bu tohumu günlük hayatımızın toprağına emanet etmek için güven kazanmamıza yardım edebilir. Fakat bahçıvan bizizdir. Doğru Görüş çiçeklerinin açması için içimizdeki sağlıklı tohumların nasıl sulanacağını öğrenmeliyiz. Sağlıklı tohumları sulamak için kullanılacak araç dikkatli yaşamaktır -dikkatli soluma, dikkatli yürüme, günümüzün her anını dikkatli yaşamaktır.

 

aldımverdim

Benden küçük bir yılbaşı hediyesi….

Bu en sevdiğim yeşilin tonunu taşıyan çiçekli güzellik benim en sevdiğim kolyelerimden.. Benim gibi el yapımı takılardan hoşlanıyor hele de kuru çiçekli takılara bayılıyorsanız hazır yeni bir yıl yaklaşırken kendinize ve sevdiklerinize hediyelik çok cici şeyler bulabileceğiniz bir önerim olucak . ” Fairyresin ” Sadece kolye değil, minik kutular, anahtarlık, kitap ayracı vb… el emeği ürünleri var FairyResin’ in. Resimlerdekiler benimkiler.. birkaçı sahiplerini buldu tabi 🙂

 

Melek figürlü şeyleri çok ama çok seviyorum zaten beni tanıyanlar bilir. Bu yüzden mavi melekli kolye de çok özel benim için..

Beni tanıyanlar bilir çekilişlere katılmayı çoook severim.. Şans denemeleri beni mutlu eder.. Küçük büyük farketmez hep sevmişimdir denemeyi.. Sanırım orta okuldayken Milli Piyango biletime o zamanın parasıyla 250.000-TL 🙂 çıkmasının beni aşırı mutlu etmesi beni etkilemişti… her yıl bilet alırım ve her zaman çekilişlere katılmayı severim..

Şimdiiiii    blogumu takip edenlere de bir hediye vermek isterim  🙂  Nasıl mı? Tek şart aşağıya yorum bırakmanız 🙂  Fairyresin ‘ i takibe alırsanız da yeni bir girişimciye destek olmuş olursunuz  🙂 isteğinize kalmış… Yorum bırakan blog takipçilerimden 1 kişiye en sondaki resimdeki çiçekli şirin kolyeyi hediye edeceğim tabi ki kargo bana ait …

25 inde sonuçlandırıp kazananla iletişime geçerim.. zaten pek fazla katılım olmayacağından (takip eden çok yorum yazan yok da 🙂 )  Kubilay çeker tombala gibi 🙂 😛 Yılbaşına doğru da instagram hesabımdan ( loveand.smile ) bir çekiliş daha yaparım belki yine bu cicişlere benzer ürünlerden 😉

izledimler

Last Christmas….

Yine sinema krizim tutuyor ve bir film seçiyorum pek araştırmadan etmeden sırf aşk filmi diye ….  ve içinde bolca canım George Michael çalıyor.. kızımız George hayranı..gençlik aşkım George Michael. Kız tatlı çocuk tatlı… ve sürprizli bir film. Aşk diye gittim spritüel çıktı gibi 🙂 Yeni yıl coşkulu, umutlu bir film. Ben sevdim, keyif aldım, çok güzeldi.. Hele ışıklar, yılbaşı ambiansı, görüntüler çok çok içaçıcıydı..Belki de bilmiyorum sinemada bir filmi izlemek o filmin etkisini ben de katmerleştiriyor.

 

 

 

kitaplık

Bırak ve Rahatla

İşte karşınızda bir kendi kendine yardım , onarma kitabı. ” Bırak ve Rahatla ” Adem Güneş’ in yazdığı kitap..Dili çok akıcı, basit. Öfke kontrolü, sık huzursuzluk hissetme, uçak korkusu, acelecilik, kendini dinlememe, stres gibi konularla ilgili gelişmeniz, değişmeniz gerektiğini düşünüyorsanız tavsiye edebileceğim bir kitap.. Fakat uygulama yani alıştırma yapmaktan hoşlanmıyorsanız bir faydası olacağını düşünmüyorum. Çünkü çok güzel alıştırmalar var kitapta… Ben en çok kendini bırakma, kaygıyı bırakma egzersizini sevdim..En büyük fayda sanırım düzenli yapmak bu tip egzersizleri. Kitaptan birkaç paylaşım yapayım sizlere herzaman ki gibi..

 

 

 

 

izledimler

The Good Place…

Yine bir dizi önerisiyle karşınızdayım. Dizi şu an 4. sezonda ve bitmek üzere. Eğer hayatın anlamı , iyilik kötülük kavramı, ölüm, ölümden sonrası ,mutluluk, etik vb konuları mizahla harmanlanmış şekilde izlemek isterim diyorsan işte bu diyorum ” THE GOOD PLACE ”  🙂 Ölümden sonra hayat 🙂

Ben izlerken keyif aldım.  Şeytanların insanlarla ilgili yaptığı espriler, felsefeyi anlaşılır dille espriyle harmanlayışı, kararsızlık konusunda Chidi’ nin hali, Eleanor’ un iyi bir insan olma çabası, Tahani’ nin kardeşine olan takıntısı, Jason’ un abuk yorumları, Michael’ ın şeytanlığı ve insan olmaya özenmesi ve en tatlısı Janet ( her eve lazım 🙂 ) … neyse öylesine başlayıp ben de bağımlılık yaratan dizi oldu… tavsiye ediyorum hele de felsefeden psikolojiden hoşlanıyorsanız …çerezmiş gibi görünüp içinde oldukça derin bir dizi.. sizlerin dizi tavsiyelerinize de açığımmmmmm 🙂

 

şundan bundan

Kubilay 8 yaşında…

Bir şarkıda diyor ki ” ah zamaaan koca bir yalaaann ” …. evet zaman geçiyor… Oğlum 8 yaşında artık… inanamıyorum bazen küçüklük fotoğraflarına baktığımda zamanın akışına.. 28 Kasım 2011 nire 2019 nire…:)

Sınıfta ve evde minik bir kutlama yaptık.

Öğretmeniyle 🙂 ve sınıfta arkadaşlarıyla..İlk defa ev dışında bir yerde kutladık doğumgününü. İmkanlar kısıtlıydı elimden geleni yaptım. Blogumda da birkaç fotoğraf karesi anı kalsın istedim.

Örümcekadam kostümü giymek istedi ben de ona göre birşeyler hazırlayıverdim.

Bir arkadaşım sayesinde bulabildiğim oyun yeri kurtarıcım oldu. Çocuklar deliler gibi eğlendi ,coştu. Çok yoruldum, heyecan yaptım ama şükür keyifli geçti. Ev dışında doğum günü yapmak maddi manevi zor. Normalde hiç düşünmediğim birşeydi fakat Kubilay çok çok istedi..sanırım çok dışarıda yapılan doğumgünlerine gittik özendi. 1 kez de böyle olsun dedim.

Bu yaşa kadar sabrettiğimiz tablet konusu da bitti. Sonunda tableti var artık. Düzen oturtmalıyız abartmaması için. Arkadaşlarından duyduğu birkaç oyun var hemen onları yükledi. Umarım çok didişmeyiz bu konuda.. Kuralları oturtmamız lazım abartmaması için. Sizlerin deneyim, tavsiyesi varsa yazarsanız sevinirim…