Hector And The Search For Happiness

Hector bir psikiyatrist. Sevgilisi ve düzenli hayatı var. Bir gün mutluluğu sorguluyor. Ve onun ne olduğuyla ilgili araştırma yapmaya karar verip tek başına seyahate çıkıyor. Defterine mutlulukla ilgili yazıyor ve çiziyor. Defteriyle ilgili sahnelerin görselliğini sevdim. Çok beklentimi karşılamasa da izlemesi merak uyandırıcıydı. Birkaç kare paylaşıyorum…. ve defterine yazdığı başlıkları
– karşılaştırma yapmak mutluluğunuzu mahvedebilir.
– birçok insan mutluluğun zengin olmak veya önemli biri olmak olduğunu düşünüyor.
– birçok insan mutluluğu geleceklerinde görüyor.
– mutluluk aynı anda birden çok kadını sevme özgürlüğü olabilir.
– mutluluk bazen gerçeğin farkına varmamaktır.
– aslında tek bir soru vardır: o kişi seni çoğunlukla a) aşağı mı çekiyor? b) yukarı mı?
– mutluluk, hayatının anlamını bulmaktır.
– mutluluk, olduğun gibi sevilmektir.
– mutluluk, tatlı patates yahnisidir.
– korku mutluluğun önündeki engeldir.
– mutluluk tamamen kendini canlı hissetmektir.
– mutluluk kutlama yapmayı bilmektir
– ölmekten korkanlar, yaşamaktan korkanlardır.
– dinlemek sevmektir.
– nostalji eskiden yaşanmış olanlar değildir.

Sizce mutluluk nedir, nerdedir ? Bunu yazınca sorunca aklıma direk Cem Yılmaz’ ın -mutluluk içimizde ! diye dalga geçtiği sesi geliyor 🙂

Yalova Atatürk Köşkü

Geçen haftasonu Yalova’ da termal bir oteldeydik. Yakındaki Atatürk Köşkü’ ne Kubilay’ ı götürmemek olmazdı. O da zaten Atatürk lafı geçince çok meraklanıyor heyecanlanıyor. Köşkün çevresinde düzenlemeler vardı. Çevre biraz pasaklıydı o yüzden sanırım… Köşk çok soğukdu Kubilay’ ın beresi o yüzden çıkmadı 🙂 Atatürk’ ün çalışma masası arkadaki ve telefonu.

Broşürden aldım bu kareleri. Üzerine tıklarsanız daha net olur.

Sabiha Gökçen’ in dolabına bayıldım adeta..Beyazı benim olsun isterdim.

 

 

Apartman Sohbetleri

Çook sevdiğim Esra’ nın meydan okumasına dayanamadım 🙂 onun kadar güzel döktüremesem de hafızamı zorlayıp bişiler yazabildim.

seni seviyorum Esraaa 🙂 http://2balik1kedi.blogspot.com.tr/2017/02/ilham-kedisi-challenge-1.html  küçüklüğümü düşününce bari küçük Aslı’ nın resmini de ekleyeyim dedim..Annemin kucağında cici kız halim.

1.     Nasıl bir apartmanda büyüdün? Şişli İstanbul’ da bahçeli bir evde doğdum büyüdüm. Apartmana lise başında taşındık. Evimizin çevresi ağaç çiçek ve yine bizim gibi evlerle çevriliydi.
2.     Çocukluk eğlencen neydi? Mahalledeki çocuklarla kapıda bahçede oyunlar oynardık. Dansa davet, tilki tilki saatin kaç, ebe tura bir ki üç… Ben ağaca çıkamazsım korkardım dut toplamaya çıkardı ablam ve diğerleri ben de aşağıda etek açardım dutları atarlardı. Yazın büyük bir leğenimiz vardı. Annem mutfağın çeşmesine hortum bağlardı. Mayolarımızı giyerdik kardeşlerimle kapıda leğenin içinde hortumla su doldurup eğlenirdik.
3.     Yedi yaş pantolonunu bulsak cebinden ne çıkardı? Sakızlardan çıkan kağıtlar sanırım…
4.     Çocukluk kahramanın kimdir? Kimse…sanırım :(..
5.     Gereksiz bir yeteneğin var mı? Çok güzel şarkı uydururum. Herşeyi şarkıyla anlatabilirim…
6.     Hastası olduğun bakkal ürünü hangisi? Etipuf / leblebi tozu / çokomel
7.     En saçma zevkin? Soğuk madensuyu ile çikolata yemek
8.     En büyük çılgınlığın? Üstsüz güneşlenmek.. O da belki 5 dakikaydı…Alışmadık popoda don durmazmış çok gerildim vazgeçtim 🙂 gençlik işte…
9.     Çocukken en çok korktuğun şey? Karanlık.. Böcekler..Derste sözlüye kalkmak..
10.     En sevdiğin ve sevmediğin özelliğin? Coşkulu halimi severim Hızlı duygu durum değişikliğimi sevmem yani hassaslığımı
11.     Karşı cins karşısında en çok utandığın an? Hep utangaçtım aslında yani Üniversiteye kadar. Net bir anı hatırlayamıyorum.
12.      En maskulen/feminen yanın nedir? Bilemedim.
13.     Asla cesaret edemeyeceğin bir şey? Yüksek bir yerden atlamak, Dalmak
14.     En sevdiğin fiziksel acı? Çok kaşındığında tırnaklarla yırta yırta kaşımanın acıtma tatlılığı 🙂
15.     Almış olduğun en saçma teklif? Bilemedim..
16.     Kendini çok değerli hissettiğin bir an var mı? Tanımadığım insanlara yardım ettiğimde..
17.     Annenden ve babandan ne öğrendin? Annemden tertip düzen, babamdan cömertlik
18.     Hangisi daha olası; cadı, vampir, kurt adam? Ve tabii ki neden? Cadı. Gerçek hayatta erkek ve kadın cadılar var bence. Yani kötülükten zevk alanlar.
19.     Manzarasız müthiş bir daire mi, manzaralı tek odalı bir daire mi? Manzaralı olanı alayım
20.     Hayat sana ne öğretti? Düşüp düşüp kalkmayı..Kalkarken nereye tutunup tutunmayacağımı…

Özellikle kimseyi mimlemiyorum. Ama ayyy ben de yazayım diyen varsa mutlu olurum..ister yoruma ister blogunuza yazın 🙂

Diş miş..

Kubilay’ ın dişlerine dolgular yapıldı. Çok heyecanlıydım korktuğu için. Acaba duracak mıydı, acaba ağlayacak mı çok canı yanacak mıydı ya durmazsa, iğne işi nasıl olucakdı çünkü iğneden çok korkuyor  vs vs. Çocuk diş doktoru çok şeker ağzı iyi laf yapan güzelce bir hanımdı. Bu çok yardımcı oldu. Tatlı tatlı aletleri tanıtması, sabırla beklemesi, sorularına cevap vermesi… Öncesinde ise Kubilay’ a birkaç kez anlattım neler yapılabileceğini ve benim de bunları yaşadığımı. Kubilay’ dan once benim dişim yapıldı beni izledi birkaç kez gittiğimizde…Yani ortama alıştırdım öncelikle… Bana yapılan şeyleri group hala gülümseyerek ona el sallamam o koltukta ona güven verdi. Bir arkadaşımda gördüğümüz oyun hamurlu diş hekimi oyuncağı da onu çok etkilemişti çok istemişti ama her istediğini almayan ben para biriktirelim alabiliriz o zaman demiştim. Ve nihayet konu diş tedavisi olunca aklıma fikir geldi. Oyuncağı aldım. Diş hekimi hanıma Kubilay görmeden ilettim ve ilk dolgusunun yapılmasıyla cesaret hediyesi olaak bu oyuncağı vermesini rica ettim. Çok mutlu oldu. Ve evde günlerce diş doktorluğu oynadı 🙂 2 dolgusu bitti biri çok derindi. Yani derin olan da uyuşturmak şarttı. Doktor o kadar maharetliydi ki gözüne gözlük verip dişleri yıkayacağını bu suyla uyutucağını sakın gözünü açmaması gerektiğini yoksa o sudan gözüne de fışkırıp çok yakacağını söyledi. ve o arada şırıngayla dişe ilacı yaptı. İlk kez uyuşmayla karşılaştığı için şaşkın oldu. Ağzını burnunu eğdi.. Ama dinledi doktorunu. ve derin dolgu bitti şükür. Şmdi ufak tefek bir iki dolgusu var zamana yaydık. Tabi çürüğe musait ağız yapısı olduğundan tatlıyı azaltmamızı istedi. Ki akşamları dişlerini fırçalayıp yatar Kubilay yine de çürümüş dişler. Çikolatalı şeyleri seviyor. Dikkat etmemiz şart.

Çıtır Çıtır Felsefe

 

Çıtır Çıtır Felsefe Serisi bende olmasını çoook istediğim bir seriydi. Kubilay’ ın okulunun kütüphanesi sağolsun orada bulunca satın almadan okuma keyfine sahip olucağıma çok mutlu oldum. Zira artık sadeleşme yolunda kitap harcamalarıma dikkat etmeye çalışıyorum Birkaç kapağı buraya da eklemek isterim. 13 kitaplık seri okuması keyifli kitaplardı. Konularında öyle yerlere dokunuyor ki ve bunları mizahla da süslüyor kimi zaman..Kitapların içeriğini merak edenlere seçme sayfalar ekliyorum. Üzerine tıklarsanız daha okunaklı oluyor koyduğum sayfalar. Kubilay büyüdüğünde mutlaka okuması için teşvik edicem bu seriyi.   

Tatlı Tuzak

Uzun zamandır aşk romanı okumamıştım. Ve bu kadar aradan sonra tesadüfen okuduğum bu romanı çok çok beğendim. İki gecede adeta aktı bitti. Gözümde canlandırıp adeta bir film gibi okudum kitabı. Kitapta tutku o kadar ateşli anlatılmış ki heyecanlanmamak mümkün değildi 🙂 Konu elbette çok ilginç bir konu değil. Zengin adam fakir kız aşkı. Yüzlerce kez filmlerde kitaplarda işlenmiş bir konu. Ama işleniş, kurgu, anlatım ve yazara özgü süsleyiş herzaman hikayeleri tekrar çekici hale getirebiliyor. Basit görünen konu içine alıyor sürüklüyor heyecanlandırıyor ve uyku kaçırtıp bitittiriyor 🙂 Bu aralar canım aşk meşk çekiyor diyorsanız ya da sevgilime gıcığım bu aralar diyorsanız alın okuyun 🙂 aşka gelirsiniz vallah billah 🙂

Bu arada öğrendim ki kitabı yazan aslında Zeynep Avcı. Ama kitaplarında yazar ismi olarak Rita Hunter’ ı kullanıyor. Şaşırdım ve bravo dedim.