şundan bundan

kırmızı sepetli :)

Ah mındık oğlum…bu fotoğraftan beri pek değiştin pek büyüdün… şimdi 10 ay 1 günlüksün 🙂 Ve bugün ilk defa tutunmadan kendi başına 2-3 adım attın güle güle… hep gül.. güleryüzlü oğlum..

Dün ne zamandır çok istediğim şeyi yaptım.. Taksime gitmek, ..

Çekirdek aile 🙂 Taksime gittik, Kızılkayalar hamburger yedim ohhh… Midye tava da yedim.

Bıdık oğlum arabasında pek durmuyor , kemer bağlatmıyor..çok hareketli..

O uyurken yazıyorum bunları, hazırlıksız aklıma ne gelirse…aslında babasıyla dün fotoğrafını çektim Taksimdeee ama şu an yükleyemedim..birdahaki sefere artıkın.

52 kilo olmuşum sabah tartıldım.. 71 nere 52 nere…50 olursam tam eski kiloma dönmüş olucam…özel birşey yapmıyorum aksine bazen abuk subuk tıkınıyorum..düzenli yesem demek ki iğne ipliğe dönücem,,

canım hep çikolata istiyor..

sonbahar geldi yada geliyor..şemsiye almak istiyorum ama şirin bir şemsiye…gerçi hemen kırılıyorlar sinir oluyorum, e süslüleri de pahalı yazık oluyor…

İşler Güçler dizisine bayılıyorum, ama gününde izleyemiyorum. Bugün tekrarı vardı şükür izledim 🙂

Bir sürü şey yazmak, bir sürü şey yapmak istiyorum..ama hep zamanım hızlı ve yetmiyor…Uykusuzluk, yorgunluk,,,,,ama mutlu yorgunluk asla şikayet değil 🙂

Mutluyum,,

kitaplık, şundan bundan

Sofi’nin Dünyası’ndan…

Sofi’ nin Dünyası – Jostein Gaarder…sakladığım bir alıntı…
” Bir zamanlar, ayaklarının kırkını da müthiş bir hünerle kullanarak çok güzel danseden bir kırkayak varmış. Ormandaki tüm hayvanlar bu kırkayağın dansını izlemeye gelirler ve her seferinde onun dansedişine hayran kalırlarmış. Ama onun bu dansedişini beğenmeyenler de varmış. Bunlardan biri de kurbağaymış… Ne yapsam da kırkayağın böyle güzel dansetmesini engellesem diye düşünüp duruyormuş. Güzel dansetmiyorsun dese olmazmış. Ben senden daha güzel dansederim dese hiç olmazmış. Düşünmüş, taşınmış, güzel bir plan hazırlamış. Oturup kırkayağa bir mektup yazıp, göndermiş. ” Eşi benzeri olmayan saygıdeğer kırkayak kardeşim ! ” diye başlamış mektuba ” sizin benzersiz danslarınızın naçiz bir hayranıyım. Müsaadenizle sizden şunu öğrenmek istiyorum. Nasıl böyle güzel dansedebiliyorsunuz? Acaba önce 13.sol ayağınızı, sonra da 27. sağ ayağınızı atarak mı dansa başlıyorsunuz? Sonra da 11.sağ ayağınızı kaldırıp, 35.sağ ayağınızı mı indiriyorsunuz? ” İmza naçiz hayranınız kurbağa.
Kırkayak mektubu alır almaz nasıl dansettiğini düşünmeye başlamış. Önce hangi ayağını attığını? Ondan sonra hangi ayağını kaldırdığını… ve sonunda kırkayak dansetmeyi bırakmış…
Bu bize aklın yaratıcılığı nasıl engelleyebileceğini gösteren güzel bir örnek. ” ( Bu hikayeyi çok severim. Okuduğum çoğu hikayeyi unuturum ama bunu hiç unutmuyorum. Bazen kulaklarımızı tıkamalıyız ve isteklerimizi, hayallerimizi yüceltmeliyiz.

şundan bundan

hikaye bu ya,

Napoli’ de yakışıklı bir genç çirkin ve kambur biri tarafından öldürülür. Bütün kent ayağa kalkar. Kamburu linç etmeye kalkarlar. Napolili hiçbir avukat kamburun savunmasını almaz. Roma’ dan olayı duyan ve kambura acıyan bir avukat kamburun savunmasını alır. Savunmayı hazırlar ve duruşmaya çıkıp konuşmaya başlar. ” Sayın başkan size Romalı bütün mahkeme başkanlarının selamını saygısını getirdim. ” Mahkeme başkanı teşekkür eder. Avukat devam eder. ” Sayın yargıçlar size Romalı bütün yargıçların selamını getirdim. ” Yargıçlar tek tek teşekkür eder. Avukat devam eder. ” Sayın savcı size Romalı bütün savcıların selamını getirdim. ” Mahkeme başkanı yerinden fırlar. ” Yeter efendim siz mahkemeyi işgale mi geldiniz yoksa müvekkilinizi savunmaya mı geldiniz? ” Avukat gülümser. ” Elbette müvekkilimi savunmaya geldim. Bana neden kızdınız? Çünkü durmadan aynı sözleri tekrarladım. Ama tekrarladığım sözler sadece selam ve saygıydı. Demek insan selam ve saygıya bile kızabiliyor. Kambur müvekkilimin öldürdüğü genç tam yirmi yıldır hergün pis kambur gel, pis kambur otur, pis kambur kalk demiştir. Durumu takdirlerinize sunuyorum.

kitaplık

hava kurşun gibi ağır..

” Karıcığım, kol saatim bozuldu. Ben de mekanizmayı çıkardım ve içine sizin resimlerinizi koydum. Şimdi saate bakmıyorum, çünkü saat mefhumumu kaybettim. Bileğimde senin mini mini başına bakıyorum. Kuvvetliyim karıcığım. Herşeye rağmenyaşamak istiyorum. Ölmeyeceğim. Ve çok sonra da olsa ıstıraplarımın sonunda seni mesut edeceğim.”

diye yazmış hapishanede Nazım Hikmet mektubunda,,,,

Nazım Hikmet’ in Romanı…Hava Kurşun Gibi Ağır…Hıfzı Topuz’ un kaleminden…

İşyerinde süt sağma molalarında zevkle okuduğum kitap…Bilmediğim birçok şeyi öğrendim onun hakkında, o yıllar hakkında…

* fotoğrafı hangi kış çektiğimi hatırlayamadım, arşivimde buldum 🙂 kendim yazmış kendim çekmişim 🙂

aldımverdim, şundan bundan

Baby&Me güzelmiş..

Fikrimühim http://www.fikrimuhim.com/ ’ den tam bana uygun bir ürün geldi. Ne zamandır yazacağım yazacağım yazamadım ..Şİmdi de Kubilay uyuyor işte fırsat dedim hızlı hızlı yazmaktayım..

Baby&Me Yenidoğan Islak Pamuk Mendilleri… Bizim bıdığın yenidoğanlığı kalmadı tabi ama hala ıslak mendil/pamuk kullandığımız için konu beni çok ilgilendirmekte.

Birkaç marka denedim, kimi parfümü ile sinir etti, kimi içindekileriyle, kimini kendimde denedim tahriş etti vs…

Genelde su kaynatıp içine pamuk koyup onu kullandım ama acil durumlarda yada pamuğum bitip yetişemediğimde ıslak mendiller kurtarıcı.

Bu markayı denediğimde hoşuma gitti.. kendimde de denedim yine  sorun yok..Memnunum

Alkolsüz,Parfümsüz,parabensiz…

Ayrıca kız ve erkek bebeklerin altının değiştirilmesindeki farklılıklar ve önemli konulardan da bahsediyor.

Pembe paketler kız bebeklere, maviler erkeklere..

Bebeklerin cildi çok hassas, kıymetli… pişik olmamaları, tahriş olmamaları çok önemli.. idrar yolları iltihabı gibi sorunlar yaşayabilirler.. bu yüzden temizlik önemli…

Açma kapağı da rahat.. Tavsiye ediyorum..

*bu arada oğlumun fotoğrafı yeni değil 🙂 eskilerden …