şundan bundan

çocukluk…

Bu sanat eseri Rize’ de köyde yaşayan minik bir oğlandan… 🙂

Küçükken çok sevdiğim bir bebeğim vardı. Ben de onun dudaklarını boyardım hep. Çocukken herşeye kendinden katmak istiyorsun sanki. Elbise dikmek, boyamak, süslemek, kurcalamak, kesmek, değiştirmek…. ne zevkli. yaratıcılık körelmeden serbestçe takılmak…

Büyüyünce ise herşeyi kurallarına göre oynamak zorundasın baskısı var. Özgün olmak ve özgür olmak çocukluksa çocuk kalmak güzeldir. Gerçi bazı insanlar çocukların bile çocuk olmasına izin vermezken gel de çocuk kal………

günün...

günün…

Bu ” günün…” lerden sıkıldım. İçime sinmedi. Sanırım mecburiyet gibi otomatikleşme bana göre değil. Ama silmekte istemiyorum. Paylaşmak istediğim sözler, cümleler, şiirler olursa tabi ki yine yazacağım ama ” günün…” adı altında değil. Yine de barnaklarıma sağlık bugüne kadar düzenli yazdıklarım için 🙂

şundan bundan

temizlik gibisi yok

Bu da nesi:) Arabanın içinde tıkılı kalıp bıcı bıcı yapmak 🙂 Önce istedim ama sonra tıkandım tırstım. Kapalı yerlerde kalmak hoşuma gitmiyor. Nefessiz kalma korkusu.

Trol bebeklerin birinin saçını kısacık kestim onu eşim yaptım 🙂 Diğerini saçaklı bıraktım yani ben oluyorum o da 🙂 ve ikisini kurdelayla bağlayıp arabaya astım. Bir tane de minik trol bebeğim var. İnşallah yerini alacak bir gün….

izledimler

Angel-A

Angela dünyaya Andre için gönderilmiş bir melek. Sapsarı saçlar, upuzun bir boy, fıstık gibi bir vücut, sürekli sigara içen bir melek. Andre’ ye kendisini sevmesini ve yalanı bırakmasını öğretmeye çalışıyor. Andre çevresine yalanlar söylüyor, herkese borcu var, özgüvensiz ve yalnız. Filmin yönetmeni ünlü ” Leon ” filminin yönetmeni Luc Besson. Başrolde ise Jamel Debbouze. Hani Asteriks de türkçe seslendirilmiş Temelyus mu ne vardı. Kısa boylu Sakıp Sabancı çeneli:) işte o minik şeker adam Andre rolündeydi. Sağ eliydi sanırım sürekli cebinde .. meğer kolu yokmuş..küçükken bir kazada kaybetmiş.

Bu arada fransızcayı çok seviyorum. Kulağıma enfes geliyor. Ve arada birşeyler ezberleyip kendi kendime söylüyorum. Jö nö se pa, silvuple, comment ala vu 🙂 tabi tamamen basitçe, zaten yazmamdan bellidir:) Ama zor bir dil bence. Çünkü biraz araştırdım. Eşyaların bile cinsiyeti var. Yazılış, okunuş farklı.. Neyse birkaç cümle ile tatmin oluyorum ben 🙂

Filmden bir cümle;

”  Biri nasıl yapacağını göstermeyince kendini sevmek zor “

şundan bundan

Bir Dolap Kitap

Bir dolu kitap ” çok cıvıl cıvıl ve faydalı bir site. Özellikle kitap kurdu olanlar ve çocuklarının kitapsever olmasını isteyenler burayı takip etmeli.  www.birdolapkitap.com/
Ne mi var bu sitede.. İşte site sahiplerinin kendi cevabı;
” Dolapta neler var?
Dolabımız ağzına kadar kitapla dolu. Okurken kolay…kolay olmasına da… İş sınıflandırmaya geldiğinde epey zorlandık. Sonunda şöyle bir liste oluştu:
Okul öncesi –  Bu grubu “bebeklikten okul öncesine kadar” diye sınıflandırdık. Okuma alışkanlığını küçük yaşta kazandırmak için tasarlanmış, sadece resimlerden oluşan kitaplar da burada; henüz okuma bilmeyen bıdıklara anne babaları tarafından okunan resimli kitaplar da…
İlk Okuma – Bu grup okumayı yeni öğrenenler için… Resmi bol, puntosu büyük, kısa kitaplar…
İlkokul çağı – Artık kitapları sular seller gibi okuyan, küçük kitap kurtları için yazılmış tüm öykü ve romanlar…
Genç – 13 yaş ve üzerinin ilgisini çekebilecek tüm kitapları bu gruba yerleştirdik.
Dolapta ayrıca çocuk kitabı yazarları ve çizerleriyle ilgili yazılar bulunuyor.
Bir de ” Eskiden Okuduklarım ” adı altında, geçmişte okuyup da hiç unutamadığımız, bizde çok özel yeri olan kitaplardan söz ediyoruz……………………………….”

günün...

günün…

İnsanlar

” Ölenle ölünmez ki “

Yaşayanla yaşanır mı sanki!..

Her insan, ayrı bir dünya

Kendi boşluğunda döner de döner…

” Sen ” le ” Ben ” arası bir adımlık yol

” Ben ” le ” Ben ” arası dağlar denizler

Aşsan aşılmaz, kaçsan kaçılmaz

Rüzgarda yaprak, denizde damla

Kartal kanadında tüy…

Ne yaprakta karşı koyma hevesi

Ne damlada dalga olmak ihtirası

Tüy tüylüğünün farkında

Gel gör ki insanoğlu dev rüyalarında

*İsmet Kür