Etiket zevki..

Yine hoşuma giden etiketleri fotoğraflamaya devam ; 

 

1pano yaptım

Haftalar önce bir arkadaşımıza eşinden çiçek şeklinde kekler geldi..yedik hapır hupur..baktım altında yuvarlak strafor mu ne..dedim ben bunla bişi yapmalıyım..ve aldım eve götürdüm..bir süre ordan oraya gezindi elimde… sonunda bunu yaptım..ne basit değil mi? Kapımızın yanına astık. Not, resim artık ne koyarsak…

Gitti saçlar..

 

  

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu ikinci saç kestirişimiz.. yine Ebebek Çamlıca’ ya gittik. Randevuyla çalışıyorlar. 25 TL. Kubilay kırmızı arabalı koltuğa oturmayı seviyor. Kesen abiyi hiç yormadık. Bu sefer iyice kısalttık. Çünkü özellikle geceleri çok terliyor ve kaşınıyor.. rahat etsin istedik.. Her çocuk gibi Kubilay’ da sürekli oyun peşinde.. “ vego ( lego diyor bazen )yapalım “ “gangam söyle” “çadır yapalım”…………. Çok şükür ki eşim de iyi bir baba.. Oyun oynuyor dakikalarca..O oynarken ben işime bakıyorum ben oynarken o dinleniyor.. Bazen de ikimizi birden istiyor. Kendi başına da kitap karıştırdığı, birşeylerle uğraştığı oluyor. (Bu ara benim taçlarıma tokalarıma takı çekmeceme sardı mesela)

Bugün uyanır uyanmaz “ kek “ diye ağladı. Ama evde kek yok ki… yok dedikçe sinirlendi.. sonra pekmezdi, peppee balonuydu, şuydu buydu sakinleştirdim. Rüyasında mı gördü acaba.. salak gibi “rüya mı gördün oğlum “ dedim.. Bıdık rüyayı nerden bilicek.. Onu oyalayayım keyiflendireyim derken servisi de kaçırdım. Yürümek zorunda kaldım. Yine terledim. Yine iyieleşemedim. Öksürük, sümüklü burun…off ki off.. ama oğlum ağlamadan çıktım ya evden bana yeter… sümük dediğin nedir geçer gider 🙂 sevgi dediğin kalır yürekte …. Oyy oyy amma şiirsel oldu 😛

Mutlu bir hafta olsun hepimize…. şükür 1 mayıs tatilll…yaşasın tatilleeeerrr…. İnşallah  bu 1 mayısta tatsızlıklar acılar yaşanmaz. Hoşgörüsü yüksek bir 1 mayıs bayramı olur..

Oto koltuğundaki bıdıklara..

Oto koltuğunda uyuyunca boynuna birşey olacak stresinden elim kolum  durmuyor..yok alnını tut, ay fren oldu vs vs..sonra nette gezinirken alttaki resmi gördüm…aa dedim anneanneden istesem de böyle birşey yapsa… ve yaptı… kontrolü elden bırakmıyorum çünkü bazen gömülüyor yastığa  nefes alamaz diye korkuyorum ama genelde eskiye oranla daha rahat ediyorum o uyurken…özellikle yan yatarsa başı yastık rahatlıkla tutuyor… tabi bizim mındık daha ufak tefek..bu resimdeki kadar büüyünce belki daha rahat ederiz bu yastıkla..

Oto koltuğunda oyalamak veya güvenliği için sizin önerileriniz var mı?  Özellikle uzun yolculuklar için…

 

izlenesi>Büyük Budapeşte Oteli

 

Dün akşam eşimle sinemada izledim bu harika filmi. Ralph Fiennes ‘ in oyunculuğu mükemmeldi. Gerçi o kadar ünlü ve değerli oyuncular vardı ki filmde.. Filmin bilgilerine bakmadan izleyen aa bu da mı aa bu da mı var şokları yaşayabilir 🙂 Film Avrupada bir otelde çalışan Gustave H. ve işe aldığı Mustafa ‘ nın yaşadıklarını anlatıyor. Anlatım, kareler, espriler, oyuncular çok çok güzel. Eşim de ben de çok beğendik. Uzun zamandır eşimle başbaşa vakit geçirmemiştik ayrıca bu yüzden de bizim için özeldi bu sinema gecesi. Oğlum anneannesiyleydi, kardeşim de vardı. Uyku saatinde güzelce uyumuş. Hiç bizi sormamış şaşırdım vallahi,,, sevindim tabi o ayrı ..gece uyandı yanına gittim anne dedi, sarıldı öptü mis kokulum.

Filme dönelim tekrar. Başroldeki Gustave H. karakteri çok komik bir karakter. Kibar ve çoğu zaman saf. Mustafa’ ya karşı davranışları, korumacı ve saygın hali çok tatlıydı.

Beni en çok güldüren sahneler ise otelde birbirine ateş açan askerlerin sahnesi ve hapishaneden kaçış sahneleri.Filmin fragmanını burdan izleyebilirsiniz.. ayrıca detaylı bilgi de var burda http://www.sinemalar.com/film/214142/the-grand-budapest-hotel

*Fotoğraflar internetten alıntıdır..

Kırmızıya beyaz puantiye aşkınaaaaaaa

 

 

  

 

  

 

 

 

 

 

İstiyordum… Takmıştım kafayı…. Bakınıyordum… Kararsızdım…  Masraf yapmayayım ihtiyacım yok ki diyordum….Ama deli gibi de istiyordum… sonra amaaannnn dediğim bir dönemde alıverdim. Mudo’ dan.

  69,50 idi fiyatı indirimdeydi. 40,44 e aldım. Mutluyum. Kullanmaya kıyamam derken.. Küçük şekerpare hemen farketti ve kullanmak istedi.. Şu kaba mı koysam buna mı koysam epey oynadım yeni oyuncağımla… ve sonunda beyaza karar verdim. Umarım yıkandıkça bozulmaz.

Kırmızı papyon..

Dünyamın en tatlı şeyinin bugün kreşte 23 Nisan Çocuk Bayramı için partisi var. Umarım çok çok çok eğlenirler.. Sabahki halimiz bu… ben sümüklü hasta bitap şekilde işe gitmeye hazırlanırken mındığım da şifonyere tırmanmış benim taçlarımı tokalarımı karıştırmakta…Bu gömlek ve papyonu Lc waikiki den bayram için aldım. Renklerine bayıldım özellikle gömleğin. O da sevdi hemen gösterince giymek istedi..Normalde pek giyinmekten hoşlanmıyoruz da… dört gözle yazı bekliyorum cıbıl cıbıl dolaşsın üşütmeden ben de kurtulayım 🙂 peşinde çorap için giysi için koşturmaktan….

 

The Monuments Men

Bizdeki adıyla ” Hazine Avcıları “…Sinemada tek başına izlediğim bu filmi ne zamandır bloga yazamadım..George Clooney’ in yönetmenliğini yaptığı filmde ikinci dünya savaşı sırasında naziler tarafından çalınan sanat eserlerinin toplanıp bulunması için kurulan özel bir ekibin hikayesi anlatılıyor. Beni çok etkilediğini söyleyemeyeceğim. Sıkılmadım izlerken o ayrı. Oyuncular birbirinden kıymetli zaten. Bu arada film başlamadan önce en sevdiğim şey reklam izlemek özellikle de gelecek olan film fragmanlarını izlemek… ama karşıma akp reklamı çıkınca ıyyykkk oldum… seçimden önce gitmiştim de filme.. sonra da chp nin reklamı çıktı. Tamam Chp ye oy verdim zaten de.. sinemada siyasi reklam hoşuma gitmedi.. büyüsünü bozuyor sinemanın…

Herneyse…sinema candır, canandır..çoook severim,

 Filmden ;

 ” Bir nesli tümüyle yok edebilirsiniz, evlerini yakıp yerle bir edebilirsiniz, onlar yine de bir şekilde ayakta kalır ve yeniden başlarlar. Ama siz onların tarihini yok eder, başardıklarını yok ederseniz onlar da sanki hiç varolmamış gibi olurlar ”

 

Kalp üstü kalp..

 Domuzlu kalpli ev pantalonumu çok severim… taksimde bir pasajdan 10 liraya almıştım kaç yıl önce..kaç kere yıkandı hala pembeleri mavileri capcanlı…

Peçetemse yorumsuz… çok çok çok güzel çok seviyorum kullanmaya kıyamıyorum..

Biscolata chips..

Geçenlerde A101 de gördüm.. Bitter olunca atladım.. Fiyatını unuttum ama ucuzdu. Tadı çok yoğun..bri iki tane yetiyor… aralardaki pirinç patlağımsı tırtıkları sevmedim. Abur cubur sofrasına hoş bir alternatif hem görsel hem çikolatasever …

Kozadaki kelebelek gibi..

Kuruyan sümbüllerimi atmaya kıyamadım…Fotoğraflarını çektim. Günlerce gittim geldim baktım sevdim onları…. sevgiyle herşey güzel….

Geçenlerde bir dergide şu hikayeyi okudum.

” Birgün bir adam kırlarda dolaşırken bir koza farkeder. Onun kıpırdadığını görünce kelebeğin kozadan çıkışını izlemek için durur ve bekler. Ancak, kelebeğin dışarı çıkmaya çabaladığını , ama bir türlü çıkamadığını düşünür. Ona yardım etmek için kelebeğin açtığı deliği büyütür.Kelebek kozadan çıkmayı başarır, ancak kanatları daha gelişmeidği için uçamaz. Çünkü kelebeklerin kanatları kozadan çıkmaya çalışırken güçlenir ve uçmaya hazır hale gelir. “

Çocuğumuzun hayatını kolaylaştırma çabalarımız…. Onun yerine seçimler yapmalarımız… hiç üzülmesin hiç kırılmasın hiç hasta olmasın çabalarımız….. onun pasif, güvensiz, karar veremeyen, elindekilerle mutlu olmayı öğrenemeyen ve sorumsuz biri olmasına sebep olabilir… Yanında olmak güzel … ama bazen sadece izlemek gerek… ve sabretmek… ümitle duayla sevgiyle…

İyi ki doğdun koci..

  

 

 

 

 

 

 

 

10 nisan… İyi ki doğdun… İyi ki varsın… seni çok seviyorum….

çocuk saflığı

Oğlum ve arkadaşı… saf sevgi… dürüst sevgi.. çocukluk en saf zaman….öyle kalabilsek keşke… dürüst , saf ,  temiz …

Evlilik yıldönümü sorunsalı

8 nisan evlilik yıldönümümüzdü. 2006’ dan beri evliyim. Özel günlere önem veririm. Adı üstünde “özel gün” Sıradan değil. Yıllar geçse de eşine değer vermek detaylarda saklı… bir söz, bir dokunuş, bir bakış mutlu edebilir yada feci mutsuz…

Ekşi sözlükte evlilik yıldönümüyle ilgili birkaç paylaşım çok hoşuma gitti buraya yazmak istedim;

İşte bir evlat demiş ki “otuzuncu yılda bile birbirlerine hediye alan gözlerinin içine bakıp birbirlerini sevdiklerini söyleyen anne babaya bir kez daha minnettarlık duyulan gün.”

Bir mutlu evli demiş ki “evlilik, kadın ve erkek hepimizin hayatında dönüm noktası olan önemli bir olay. bundan sonra ölünceye kadar yaşayacağımız her hadise açısından bir çok şeyin başlangıcı, bir çok şeyin de sonu belki. evli olan herkes, eğer kendi eşiyle evlenmemiş olsaydı, hepsinin hayatı farklı olacaktı.. ama nasıl? bilinmeyen bu işte.. ona da kader diyoruz…”

En baba yorum bu “eşiniz dışında herkesin kutladığı bir gün haline geldiyse fena halde can sıkan dönümdür”

“ unutulmaması için çaba sarfediliyorsa çoktan değerini yitirmiş gündür. unutmayanlar için tarifsizdir…”

Son olarak;

Takvimde bir çentik kadar yakın mutluluk…..İyi ki evlenmişim…evliliği seviyorum..kendimce iyi bir eş ve anne olmak için çaba gösteriyorum…. en önemlisi evliliğim sayesinde Kubilay var. Huzurlu, şefkatli nice yıllara umarım…

Alışveriş..

Kubilay’ a kreşte ferah ferah giysin diye ebebek’ ten bunu aldık. yanlış hatırlamıyorsam 27 liraydı.. 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kubilay Mickey Mouse’ u çok seviyor. Balparmak’ ın bu balını Real markette görünce öyle sevindim ve atladım ki..Fiyatını unuttum. Ama pahalı değildi. Görsellik her konuda beni etkiliyor. Öyle yemesem de izlemek bile mutlu ediyor. Çizgi film karakterleri, kalpler, yıldızlar, kelebekler, ekose, puantiye…..  daha çoook sayabilirim 🙂