kitaplık

Sergüzeşt

Sergüzeşt Farsça bir kelime.. Macera demek, serüven demek. Sami Paşazade Sezai’ nin yazmış olduğu bu romanı bir çırpıda okudum diyebilirim. 1889 da yazılmış bir roman. Yazar maalesef kölelik , özgürlük konularındaki fikirleri işleyişi nedeniyle de gözaltına alınmış o yıllarda 😦

Cümleler uzun… tasvirler şahane..içe işleyen acının anlatımı.. İnsan ayrımının ne lanet birşey olduğunu nasıl da içli etkili anlatmış. Romanda Dilber adında esir bir kızın hikayesi var. Eski romanları özleyenlere…..

kitaplık

Tatlı Tuzak

20170127_132402Uzun zamandır aşk romanı okumamıştım. Ve bu kadar aradan sonra tesadüfen okuduğum bu romanı çok çok beğendim. İki gecede adeta aktı bitti. Gözümde canlandırıp adeta bir film gibi okudum kitabı. Kitapta tutku o kadar ateşli anlatılmış ki heyecanlanmamak mümkün değildi 🙂 Konu elbette çok ilginç bir konu değil. Zengin adam fakir kız aşkı. Yüzlerce kez filmlerde kitaplarda işlenmiş bir konu. Ama işleniş, kurgu, anlatım ve yazara özgü süsleyiş herzaman hikayeleri tekrar çekici hale getirebiliyor. Basit görünen konu içine alıyor sürüklüyor heyecanlandırıyor ve uyku kaçırtıp bitittiriyor 🙂 Bu aralar canım aşk meşk çekiyor diyorsanız ya da sevgilime gıcığım bu aralar diyorsanız alın okuyun 🙂 aşka gelirsiniz vallah billah 🙂

Bu arada öğrendim ki kitabı yazan aslında Zeynep Avcı. Ama kitaplarında yazar ismi olarak Rita Hunter’ ı kullanıyor. Şaşırdım ve bravo dedim.

20170127_132358

kitaplık

Çocuklar Soruyor Nobel’liler Cevaplıyor

Fotoğraf1443 Fotoğraf1444Bettina Stiekel çok güzel bir şey düşünmüş ..Nobel ödüllülerle sohbetler yapmış. Sohbet derken aslında sohbet değil. Her birine bir soru sormuş. Ama bu sorular çocuklardan toplanmış.. Ve bu değerli insanlar kendi bilgi deneyimlerince cevaplamışlar. Sorulardan örnek vermem gerekirse ;

  • Neden okula gitmek zorundayım ?
  • Annem ve Babam neden işe gitmek zorunda ?
  • Sevgi nedir?
  • Neden sadece kızarmış patates ile beslenemem?
  • Neden oğlanlar ve kızlar vardır?
  • Savaşlar neden var?
  • Gökyüzü neden mavi?

……………………………..

Kitaptan birkaç cümle ;

 “ Belki şimdi bir araştırmacı olmak için ne yapmak gerektiğini soruyorsundur kendine. En önemlisi : Bunu çok güçlü istemelisin! Birbirinden çok farklı yetenekleri olan , birbirinden çok farklı insanlar bilim adamı oluyor, fakat bir noktada hepsi aynı: Büyük bir tutku ile araştırıyorlar, sahip oldukları tüm güç ile. “

 “ biz doktorlar aslında şu kadarını biliyoruz: İnsanlar genellikle iki şey bir araya gelirse hastalanırlar: Hasta edici yabancı bir madde- bakteriler, virusler, zehirler- ve hasta olan kişinin iç duyarlılığı; biz buna predispozisyon ( yatkınlık ) da diyoruz. “

“ Torunlarıma bir öğüt bırakıyorum. İnsanların hayal kurmaya hakları vardır. Tıpkı yemek yemeye ve su içmeye hakları olduğu gibi. Hayal gücünüzün oyunlarına izin verin ve göreceksiniz ki, onlar size bakıyor ve hissediyordur. Bak işte ne istediğini bilen biri. Geleceğe bakan biri! ”

kitaplık

Doğmamış Çocuğa Mektup..

doğmamış

Kitap okumadan yaşayamayan… hali vakti olsa bir sürü kitap okuma derdinde olan bendeniz bir kitap daha bitirdi…..  ” Doğmamış Çocuğa Mektup ” . ORIANA FALLACI yazmış..

Sevgilisinden ayrılmış bir kadın…hamile olduğunu anlıyor…doğurmalı mı…aldırmalı mı…………. İç savaş,hesaplaşma ve gelişmeler…

Hüzünlü bir kitap. Bir monolog. Felsefikce bir monolog.

Kitaptan seçmelerim ;

Bir çok kadın sorar kendi kendine, dünyaya neden çocuk getirmeli diye. Aç kalsın , üşüsün, ihanete uğrasın, aşağılansın, savaşta ya da hastalıktan ölsün diye mi? Açlığın doyurulabileceği,üşüyenin ısınabileceği,sadakat ve saygının ömrü boyunca ona eşlik edebileceği, savaşı ve hastalığı ortadan kaldırma çabasına onun da uzun yıllar katkıda bulunabileceği umudunu baştan geri çevrimiştir bu kadınlar. Belki de onlar haklılar. Ama hiç yokluk acı çekmekten daha mı iyi?

* *

Yalnızca çok ağlamış olanlar yaşamı tüm güzelliği içinde algılayabilir, keyifle gülebilirler. Ağlamak kolay, gülmek güç.

* *

Aile kavramına inanmıyorum ben. Aile, kişileri dah aiyi denetlemek, onların kurallara, efsanelere bağlılıklarını daha iyi sömürmek için, bu dünyayı kim örgütlemişse onun tarafından uydurulmuş bir yalan. Yalnız olduğumuzda daha kolay başkaldırırız, başkalarıyla birlikteysek daha kolay uzlaşırız düzenle.

* *

Bir kadın ancak kendine saygı duyduğu sürece başkalarından saygı bekleyebilir, ancak kendine inandığı zaman başkaları da inanabilir ona.